MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalı borçlu...’ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı 4 taşınmazdan ikisini 20.1.2009 tarihinde davalı ...’ya ikisini de aynı tarihte davalı ...’e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı borçlu ... vekili, aciz belgesi sunulmadığını, 83.600 TL bedelle davalı ...’ya üç taşınmaz, 37.715,30 TL bedelle de davalı ...’e üç taşınmaz sattıklarını, davalı ...’nin satış bedelinin 25.000 TL’sini banka aracığıyla ödediğini, kalan 12.715,30 TL’nin de takip borçlusu şirketin borcuna mahsup edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı ... vekili, aciz belgesi sunulmadığını, borçludan aldıkları üç taşınmaz için 83.600 TL ödediklerini, müvekkilinin gıda sektöründe çalışan iki şirketin ortağı olduğunu taşınmazların şirket faaliyeti için iyiniyetle alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı ... vekili,aciz belgesi sunulmadığını, müvekkilinin çiftçilik yaptığını, tasarrufun takip konusu borçtan önce iyiniyetle yapıldığını, iki taşınmaz için 25.000 TL ödediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre dava konusu taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değerleri arasında fahiş fark bulunmadığı, davalı 3. kişilerin kötüniyetli olduklarının ispatlanamadığı, İİK’nun 279 maddesine belirtilen iptal koşullarının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Somut olayda dava konusu taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile bilirkişi tarafından belirlenen bedelleri arasında misli fark bulunmamakla birlikte delil olarak bildirilen... 5. İcra Müdürlüğü'nün 2009/7563 sayılı takip dosyası içeriğinden davalı borçlunun 20.1.2009 tarih 315 yevmiye nolu satış senedi ile ...sınırları içindeki beş adet taşınmazını ...’ya, aynı gün 316 yevmiye nolu satış sözleşmesi ile üç adet taşınmazını ....’ya, 317 yevmiye nolu satış sözleşmesi ile 7 adet taşınmazdan üçünü davalı ...’ya, üçünü davalı ...’e, ....’e, 312 yevmiye nolu satış sözleşmesi ile dört adet taşınmazını .... ile ...’a sattığı, dolayısıyla davalı borçlunun aynı gün 20.1.2009 tarihinde 19 adet taşınmaz sattığı bu taşınmazlardan üçünü davalı ...’ya, beşini ... ile aynı soyadını taşıyan ...’ya satıldığı, yine .... İcra Müdürlüğü'nün 2009/421 sayılı takip dosyasındaki ihalede dava konusu takip borçlularına ait iki taşınmazın icra ihalesi sonucu davalı ... tarafından alındığı, borçlu ile davalı ...’in aynı ilçe, köy ve ciltte nüfusa kayıtlı olduğu, faaliyet yerleri farklı olsa da faaliyet alanlarının aynı olması gibi maddi ve hukuki olgular gözönüne alındığında davalı ...’nın İİK’nun 280/1 maddesi kapsamında borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olduğunun kabulü gerektiği; yine borçlu vekilinin savunmasında davalı ...’nin satış bedelinin 25.000 TL’sini banka aracığıyla ödediğini, kalan 12.715,30 TL’nin de takip borçlusu şirketin borcuna mahsup edildiğini belirtiğinden davalı ...’in de borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek durumda olduğunun kabulü gerektiğinden dava konusu tasarrufların İİK’nun 280/1 maddesi gereğince davacının alacak ve fer’ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.