Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1640 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17278 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/06/2013NUMARASI : 2013/145-2013/242Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı İ..T.. Ltd.Şti., davalı A.. K.. vekili ve davalı G.. N.. O..P.. İnşaat Malz.Tic.Ltd.Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, 24.08.2001 tarihinde neden olduğu trafik kazası sonucunda, müvekkilinin yaralandığını ve sakatlandığını belirterek, 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuştur. Davacı vekili tarafından 09.03.2009 tarihli ıslah dilekçesi verilerek, maddi tazminat istemi, yargılama sırasında düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda artırılmış ve toplam 11.490,79 TL maddi tazminat istenmiştir. Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulü ile 11.490,79 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiş, kararın davalılardan G.. N.. O..P.. İnşaat Malz Tic.Ltd Şti vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nce manevi tazminatın fazla olduğu gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile 11.490,79 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir. Karar, davalı İ..T.. Ltd.Şti, davalı A.. K.. vekili ve davalı G.. N.. O..P..İnşaat Malz Tic.Ltd Şti vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Temyiz talebinde bulunan davalılar A.. K.. ve İ.. Ş.., yerel mahkemenin 01.04.2010 gün ve 2003/78 E, 2010/244 K. sayılı ilk kararına karşı temyiz yoluna başvurmadıklarından, ilk karar onlar yönünden kesinleşmiş olduğu gibi, anılan yerel mahkeme kararının diğer davalı G.. N.. San ve Tic Ltd Şti vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesince verilen 23.01.2013 gün ve 2012/16747 E.ve 2013/729 K. sayılı bozma ilamında da adı geçen davalılar aleyhine bir durum yaratılmadığı anlaşılmakla, bozmadan sonra verilen kararı temyiz etmekte hukuki yararları bulunmadığı anlaşılan davalılar A.. K.. ve İ..T.. Ltd.Şti vekilinin temyiz istemlerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Diğer davalı G.. N.. O...P..İnşaat Malzemeleri Tic Ltd Şti vekilinin temyiz itirazlarına gelince;a)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı G.. N.. O..P... İnşaat Malzemeleri Tic Ltd Şti vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. b)Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalılar; kazaya neden olan aracın, sürücüsü A.. K.., işleteni G.. N.. O..P.. İnşaat Malzemeleri Tic Ltd Şti ve Z.. S..cısı A... Sigorta A.Ş olup, davaya konu kaza, diğer davalı İ..T.. Ltd Şti'nin işlettiği özel terminalde meydana gelmiştir. Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak durumu oluşabilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla; kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. "Usuli kazanılmış hak" kavramı ise, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ve öğretide kabul görmüş usul hukukunun vazgeçilmez ana temellerinden olup, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade eder. Somut olayda; mahkemece, bozmadan önce verilen kararda sigorta şirketi dışında, diğer davalılar yönünden manevi tazminat istemi kısmen kabul edilmiş ve 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiş; davalılardan G.. N.. O..P.. İnşaat Malz Tic.Ltd Şti vekilinin temyiz istemi üzerine bozma kararı verilmiştir. Mahkemece uyulan bozma ilamı sonrasında ise, davalı sigorta şirketi hariç, diğer davalılar yönünden manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan İ.. Ş.., A.. K.. ve G.. N.. O..P.. İnşaat Malz Tic.Ltd Şti'nden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Oysa ki, bozulan ilk karar, davalılardan A.. K.. ve İ.. Ş.. tarafından temyiz edilmemiş; temyiz isteminde bulunmayan bu davalılara ilişkin hüküm bölümü kesinleşmiş ve davacı yararına da usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Şu durumda; mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalılar A.. K.. ve İ.. Ş.. yönünden "haklarında verilen ilk karar kesinleşmiş olduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına" biçiminde karar verilmesi gerekirken, adı geçen davalıları da kapsar biçimde ve ilk karardan daha az miktarda manevi tazminatla sorumluluklarına ilişkin yukarıda yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Her ne kadar davacı vekili, bozmadan sonra verilen bu kararı temyiz etmemişse de; davalılar arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı, iç ilişki nedeniyle ileride aralarında açılabilecek rücu davası ve usul ekonomisi, aynı davalılar hakkında birden fazla farklı hükmün bulunmasının infazda tereddüt oluşturacağı ve temyiz dilekçesinde bu hususun açıkça ileri sürülmüş olması da dikkate alındığında kararın temyizinde davalı G.. N.. O.. P..İnşaat Malz Tic.Ltd Şti'nin hukuki yararının bulunduğunun kabulü zorunlu olduğu gibi, davacı yararına doğan usuli kazanılmış hakkın ihlali ile bozmadan önce verilen ilk kararı temyiz etmeyerek haklarındaki hüküm bölümü kesinleşmiş olan davalılar yararına yeniden icrai nitelikte başka bir karar verilemeyeceğinden ve usuli kazanılmış hak ilkesine aykırılık oluşturan bu durum, kamu düzenine ilişkin olup resen nazara alınabileceğinden, mahkemece, davalılar A.. K.. ve İ.. Ş.. yönünden, usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı olarak verilen kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı A.. K.. vekili ve davalı İ.. Ş.. vekilinin temyiz isteklerinin reddine, (2/a) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı G.. N.. O..P.. İnşaat Malz Tic.Ltd Şti vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2/b) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı G.. N.. O..P.. İnşaat Malz Tic.Ltd Şti vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar A.. K.., İ..T.. Ltd.Şti. ve G.. N.. O..P.. İnşaat Malz Tic.Ltd Şti'ne geri verilmesine 13.2.2014 gününde Üye A.Orhan ve Üye E.S.Baydar'ın karşı oyu ve oybirliğiyle karar verildi.