Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1628 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 1255 - Esas Yıl 2007





Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı M...... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı araca, davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın çarparak hasarlanmasına sebep olduğunu ileri sürüp, sigortalısına ödenen 12.418.043.345 TL tazminatın 07.10.2002 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı M...... vekili, davacı sigortalısının olay sırasında alkollü olduğunu, bu nedenle hasar tazminatının tamamının davacı sigortaca ödenmemesi gerektiğini ileri sürüp, kusura ve hasara da itiraz etmiştir. Diğer davalı Temel davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile 8.904.30 YTL'nin 07.10.2002 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı M...... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TTK'nın 1301. maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. HUMK'nın 275. ve takip eden maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşü alınmalıdır. Sonucu açık ve belli durumlar ayrık olmak üzere, trafik kazalarında kusur ve hasarın saptanması da uzman bilirkişiler aracılığıyla yapılmalıdır. Bu durumda uzman olmayan avukat ve adli tabip bilirkişiden hasar ve kusur konusunda alınan 11.11.2003 tarihli rapor geçerli değildir. Bu durumda, kaza tespit tutanağında davalı sürücü M...... asli kusurlu olduğu bildirildiği halde, Adli Tıp Kuru-mu'nun 01.07.2005 tarihli raporunda davalı sürücünün %75, davacı sürücünün de %25 oranlarında kusurlu olduğu bildirilmiş, mahkemece bu rapora göre hüküm kurulmuştur. Raporlar arasında çelişki giderilmediği gibi, davacı sürücü de %92 promil alkollü olup, kazanın oluşunda alkolün bir etkisinin olup olmadığı da tartışılmamıştır. O halde yapılacak iş, olayın oluş şekli, trafik kaza tespit tutanağı, araçların çarpışma noktaları ve ekspertiz raporuna göre kusur ve hasar raporlarındaki çelişkinin giderilmesi, davacı sürücünün aldığı alkol derecesinin doğrudan doğruya trafik kazasına etkisinin bulunup bulunmadığı konusunun araştırılması için aralarında Nöroloji uzman doktor bilirkişisinin de bulunacağı Karayolları Genel Müdürlüğü veya İTÜ Karayolları Kürsüsü gibi konusunda uzman kurumlardan seçilecek bilirkişi kurulundan rapor alınarak, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ve davalı M...... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine 14.05.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.