Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1624 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 17979 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde katılma yolu ile davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili; davalıya ZMMS Poliçesi ile sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacının, sürücünün direksiyon hakimiyetini yitirmesi sonucu gerçekleşen trafik kazasında yaralandığını, bu olay nedeniyle davalı tarafından ödenen 35.856,00 TL'nin davacının gerçek zararını karşılayamayacağını belirterek kalıcı sakatlıktan doğan güç ve efor kaybı nedeni ile 1.000,00 TL ve geçici iş görememezlik nedeni ile 100,00 TL olmak üzere toplam 1.100,00 TL maddi tazminatın başvuru tarihinden başlayacak yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili; 22/4/2014 tarihinde dava değerini 17.196,75 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı vekili; davalı şirketin poliçe teminat limitleri ile sorumlu olduğunu, mağdur ...'e 10.01.2012 tarihinde 35.856,00 TL ödeme yapılması ile sorumluluğunun kalmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışı olduğunu ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın esastan ve usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile 17.196,75-TL'nin 10/01/2012 gününden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm katılma yolu ile davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.../...2014/17979 -2-2017/16241-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan yaralanmadan dolayı uğranılan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun "tazminat miktarının tayini" başlıklı 43. maddesinde (6098 sayılı TBK 51. md); hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; "Tazminatın tenkisi" başlıklı 44. maddesinde (6098 sayılı TBK 52. md)ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır. Anılan madde kapsamında yer alan indirim sebeplerinden bir kısmı; zarar verici fiile rıza, ortak veya kişisel kusurdur. Zarar gören, zararlandırıcı olayın sebep olacağı zarara önceden razı olabilir. Zarar gören, zarara açık veya örtülü bir irade beyanıyla razı olabileceği gibi, rızanın, diğer bir takım olgulardan da çıkarılması mümkündür. Bu duruma yargısal kararlarda en sık rastlanılan örnek; içkili sürücünün arabasına, onun bu durumunu bilerek binen bir kişinin, meydana gelebilecek zarara önceden, kapalı bir şekilde razı olduğunun kabulü yönündedir. Makul bir insanın aynı şartlarda kendi yararı gereğince yapmaması gereken harekette bulunması da, zarar görenin ortak kusurunu ifade etmektedir. Zarar görenin bu kusuru, illiyet bağını kesmeyecek yoğunlukta ise tazminattan bir indirim sebebidir. Burada da hâkim, somut olayın özelliklerini dikkate alarak, hakkaniyet düşüncesiyle indirim yapabilecektir.Somut olayda; davacı ...'ın, davalı sürücü Erdal İnce'nin sevk ve idaresindeki araca yolcu olarak hatır taşıması ile bindiği, davalı müteveffa sürücünün kazadan sonra yapılan ölçümde 2,53 promil alkollü olduğu, ceza dosyasında tanık Mehmet İnce’nin Erdal ile davacının arkadaş olduğunu, zaman zaman arkadaşları ile çıkıp geç vakitlere kadar alkol aldığı yönünde beyanda bulunduğu, davalı ../...2014/17979 -3-2017/1624sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle kazanın gerçekleştiği, davacı ...'ın alkollü sürücünün aracına binmekle müterafik kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, olayda hem hatır taşıması, hem de davacının alkollü sürücünün aracına bilerek binmek suretiyle müterafik kusuru sözkonusudur. Mahkemece tazminat miktarı belirlenirken, Dairemiz uygulamalarına göre; desteğin hatır için taşınması durumunda %20 oranında, müterafik kusuru olması durumunda da ayrıca %20 oranında indirim yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Buna göre; mahkemece, bilirkişi tarafından belirlenen zarar miktarı üzerinden, %20 oranında hatır taşıması indirimi, daha sonra %20 oranında müterafik kusur indirimi yaparak tazminatı belirlemesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm verilmiş olması doğru görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; aşağıda dökümü yazılı 6,20 TL kalan harcın temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.