MAHKEMESİ :Niğde 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ :18/12/2012NUMARASI :2005/327-2012/747Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacılar vekili, asıl ve birleştirilen davada davalıların işleteni ve sürücüsü oldukları araçların sebep olduğu kazada araçta yolcu olarak bulunan desteğinin öldüğünü açıklayıp H.. E.. için ıslah ile artırılan 29.970,43 TL, S.. E.. ve S.. E.. için 400,00'er TL maddi tazminat ile H.. E.. için 11.000,00 TL, S.. E.. ve S.. E.. için 9.000,00'er TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar Ayfer Türker, C.. E.. ve M.. E.. vekili, müvekkillerinin ortak murisinin kazada kusurlu olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Davalı Garanti Finansal Kiralama A.Ş. vekili, kazaya konu aracın müvekkili tarafından finansal kiralama sureti ile kiralandığından müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davalılar M.. P.. ve E.. P.. Nak. İnş. Tic. Ltd. Şti vekili, müvekkili sürücüsünün kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın Garanti Finansal Kiralama A.Ş. yönünden reddine, davacılar S.. E.. ve S.. E..'in maddi tazminat taleplerinin reddine, davacı H.. E.. için 29.970,43 TL maddi, 10.000,00 TL manevi, S.. E.. ve S.. E.. için 7.000,00'er TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.2-Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve dava dilekçesi ile talep edilen tazminatın tamamına hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. 3-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3. ve 19. maddeleri hükümlerine göre trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, kimliğini belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak trafik kayıt maliki, işleten konumunda olmadığını işletenin bir üçüncü kişi olduğunu kanıtladığında, malik olmasına karşın, işleten sıfatıyla sorumlu tutulamaz. Bununla birlikte, zarar gören kişi, davasını açmadan önce işletenin trafik kaydında adı yazılı kişi olup olmadığı konusunda bir araştırma yapmakla yükümlü kılınamaz. Olağan olanı, davanın trafik kaydında adı yazılı kişiye yöneltilmesidir. Somut olayda da davacı, trafik kaydına dayanarak bu davayı davalı Garanti Finansal Kiralama A.Ş. aleyhine açmış ve onun işleten olmadığı davalının ileri sürdüğü kanıtlarla doğrulanmıştır. Bu nedenle davanın açılmasında davacının bir kusuru bulunmadığından davanın husumet nedeniyle reddi üzerine davalı yararına maktu vekalet hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.