MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 23/05/2013NUMARASI : 2012/220-2013/342Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı A.. A.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, müvekkilleri desteği Özgür'ün idaresindeki araçla karıştığı kazada vefat ettiğini belirterek destekten yoksun kalma nedeni ile fazlaya dair haklarını saklı tutarak her bir davacı için ayrı ayrı 500,00.-TL olmak üzere toplam 1.000,00.-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep etmiş, talebini ıslah dilekçesi ile arttırmıştır. Davalı A.. A.. vekili, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusuruyla meydana gelen kaza sonucu davacıların tazminat talep etme haklarının bulunmadığını, davacıların 3. kişi sayılamayacağını, poliçe limiti ile sınırlı olarak, gerçek zarardan, kusuru oranında sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulüyle destekten yoksun kalma nedeni ile davalı sigorta şirketinin poliçe limiti olan toplam 200.000,00.-TL, maddi tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş; hüküm, daval?? A.. A.. vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına (HGK'nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK'nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı ilamları uyarınca) göre davalı A.. A.. vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Dava davacılar murisinin ölümü nedeni ile Borçlar Kanunu'nun 45. maddesi (6098 sayılı TBK m. 53) gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK'nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK'nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda mahkemece alınan bilirkişi raporunda müteveffanın (destek) geliri hesaplanırken, babasının taksisinde şoförlük yaptığı kabul edilerek asgari ücretin 2 katı gelir elde ettiği değerlendirilerek bu miktar üzerinden tazminat hesabı yapılmış ise de, dosyaya yansıyan davacının ticari taksi şoförlüğü yaptığına ilişkin somut her hangi bir belge eklenmemiş olduğu gibi dinlenen davacı tanıkları da desteğin servis şoförlüğü yaptığını beyan etmişlerdir. Ancak sözkonusu gelire ilişkin davacı tanıklarının desteğin servis şoförlüğü yaptığına ilişkin beyanları dışında objektif üçüncü kişileri bağlayıcı nitelikte her hangi bir resmi kayıt veya ispata yarar delilin de olmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Böyle bir davada gerçek zararın belirlenmesi için, desteğin gelirinin daha net ve ispata yarar somut delilerle ortaya konulması gerekmektedir. Bu bakımdan müteveffanın gelirinin somut ve ispata yarar delillerle subuta ermediği dikkate alınarak, desteğin ticari taksi veya servis şoförlüğü yaptığının belirlenmesi halinde çalışma süresine göre yaptığı işte edindiği tecrübe gözönüne alınarak alabileceği ücretin meslek odasından sorularak belirlenmesi, bu iddiaların ispatlanamaması halinde ise asgari ücretin neti tutarında gelir sağladığının kabulü ile bu miktar üzerinden destek zararının hesaplanması gereklidir. Bu bakımdan desteğin elde ettiği gelirin belirlenmesi ile uzman aktüer bilirkişiden yeniden bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı A.. A.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı A.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.