MAHKEMESİ : Erzurum 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/03/2014NUMARASI : 2008/52-2014/339Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı G.. D.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R- Davacı vekili; müvekkiline zorunlu mali sorumluluk sigortalı aracın alkollü ve sürücü belgesiz sürücünün kullanımındayken meydana gelen kazada ölen Y.. A..'ın mirasçılarına 16.543 TL tazminat ödendiğini belirterek, tazminatın 7.12.2007 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sürücü ve araç malikinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı G.. D.., davaya konu aracı 1998 yılında harici satışla dava dışı H..T.. isimli şahsa sattığını, resmi satış için vekalet verdiği halde şahsın aracı resmi olarak devralmadığını, zarardan sorumlu olmadığını öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.Davalı B.. B.., aracın işleteni olmadığından zarardan sorumlu tutulamayacağını öne sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; bilirkişi raporu benimsenerek, davalı Gavsettin'e yönelik davanın kabulüne, 16.543 TL tazminatın 7.12.2007 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline; davalı Bilal'e yönelik davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Gavsettin tarafından temyiz edilmiştir.Dava zorunlu mali sorumluluk sigorta ilişkisinden kaynaklanan rücu davasıdır. Bu tür davalarda sigortacı 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 95/2. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B-4. maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir. Davalı Gavsettin kazaya sebebiyet veren plakalı aracı kazadan çok önce dava dışı 3. Şahsa sattığını savunmuş olup, dosyaya ibraz edilen poliçede sigortalının davalı Gavsettin olduğu anlaşılmaktadır.TTK.'nun 1263. maddesine göre, sigorta sözleşmesi hiçbir şekle tabi tutulmamış ise de, sözleşme yapmaya ehil kişilerin karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarıyla sigorta sözleşmesinin kurulacağı kuşkusuzdur. Sözleşmenin yazılı bir belgeye bağlanması ancak ispat açısından önem taşır ve 6100 sayılı HMK.'nun 200. (mülga 1086 sayılı HUMK 288) maddesinde düzenlenmiş şekilde ispatı gerekir. Sigortacının TTK. 1265 ve 1267 maddeleri uyarınca imzalı bir sigorta poliçesini belli bir süre içerisinde sigortalıya vermesi zorunludur. TTK.1265, 1267 ve 1295/1 maddeleri birlikte incelendiğinde sigorta şirketinin kendileri tarafından imzalanmış bulunan poliçenin bir örneğini sigortalının ikametgahına götürülerek ona vermek, dilerse bir suretini sigortalıya imzalattırarak almakla yükümlü olduğu görülecektir. (Y.11 H.D. 1.3.2010 gün 2008/11420E.,2010/22995K., 14.2.2011 gün 2010/2367E., 2011/1489K. sayılı kararları)25 DU 340 plakalı aracın 5.12.2005 - 2006 tarihleri arasında geçerli olmak üzere davacı tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı, rücu isteminin dayanağı trafik kazasının poliçenin yürürlük süresi içerisinde gerçekleştiği, davacının sigortalı araçta yolcu olarak bulunan ve kazada yaşamını yitiren Y.. A..'ın mirasçılarına 16.543 TL tazminatı 7.12.2007 tarihinde ödediği, poliçede sigorta ettiren olarak davalının yer aldığı konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Davalı aracı kaza tarihinden uzun süre önce noter harici sattığını, poliçedeki imzanın kendisine ait olmadığını, kendisine rücu edilemeyeceğini savunmaktadır.TTK. 1263 maddesi gereğince sigorta akitlerinin şekle tabi akitlerden olmaması, poliçenin sadece tarafların hak ve yükümlülüklerini gösteren bir ispat aracı olması karşısında davalının poliçenin akidi olmadığına ilişkin savunması aksinin, davacı tarafça 6100 sayılı HMK. 200. (mülga 1086 sayılı HUMK.288) maddesi uyarınca kesin delillerle ispatlanması gerekir. Bu durumda davacıya, davalının poliçenin akidi olduğuna ilişkin tüm delillerini bildirmesi, davalının imzasını içeren varsa poliçe aslını ibraz etmesi, gerekirse taraflar ve poliçeyi de düzenleyen acentenin ticari defter ve kayıtlarında poliçenin davalı tarafından düzenlendiği konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, davacının dava dilekçesinde "her türlü kanıt"a da dayanması nedeniyle davalıya yemin teklifi hakkının hatırlatılması, hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı G.. D..'in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı G.. D..'e geri verilmesine, 4.11.2014 günü Başkan A.V. ve Üye A.Ş.'nın karşı oyu ve oybirliğiyle karar verildi.