MAHKEMESİ : ... Asliye Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili; müvekkilinin davalı ... nezdinde ... ve .. numaralı hayat sigortası poliçeleri ile sigorta yaptırdığını, davalı sigorta şirketinin müvekkilinin talebi dışında 15.02.2007 tarihinde sigorta poliçesini tek taraflı olarak iptal ederek 24.563,75 TL sigorta bedelini müvekkilinin davalı ..'nin .... şubesindeki hesabına gönderdiğini, ancak davalı bankanın parayı, 15.02.2007 tarihinde, yetkisi ve vekaletnamesi bulunmadığı halde, müvekkilinin boşandığı eşi ...'ın hesabına aktararak ödemeyi haksız ve hukuka aykırı şekilde.....'a yaptığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 3.000 TL'nin 15.02.2007 ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 16.05.2013 tarihli dilekçesi ile harcını tamamlamak suretiyle talebini 21.563,75 TL'ye yükseltmiştir.Davalı .... vekili; dava konusu ödemenin davacının eşi ....'a yapılması nedeniyle davanın bu kişiye yöneltilmesi gerektiğini, müvekkiline yönelik davanın husumet yönünden reddi gerektiğini öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.Davalı .... vekili; davacının sigortadan ayrılma istek formuna istinaden 15.02.2007 tarihinde sigortadan ayrılma bedeli olan 24.563,75 TL'nin davacının hesabına gönderilerek müvekkilinin yükümlülüğünü yerine getirdiğini, paranın davacının ...Şubesinde bulunan şahsi hesabına havale edildiğini, sonradan bu hesaptan paranın davacının eski eşininhesabına aktarılmasında müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını ileri sürerek, davanın husumet ve esas yönünden reddini istemiştir.Mahkemece; bilirkişi raporu benimsenerek, davalı .... hakkında açılan davanın kabulü ile 24.563,75 TL alacağın 26.08.2010 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı ....'ye yönelik davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, dövize endeksli yaşam sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.Davacının 01.01.1999 başlangıç tarihli, dövize endeksli, ... ve ... numaralı 2 adet Yaşam Sigortası poliçeleri ile davalı nezdinde sigortalı olduğu, davacının imzasını taşıyan 14.02.2007 tarihli ayrılma başvuru formları doğrultusunda davalı sigorta şirketi tarafından aynı tarihte davacının yaşam sigortası üyeliğinden ayrılma işlemi yapılarak, sigortalılıktan ayrılma payı 24.563,75 TL'nin 15.02.2007 tarihinde ayrılma talep formunda belirtilen .... Şubesindeki davacının hesabına havale edildiği, davacının istem ve rızası ve herhangi bir yazılı başvurusu veya vekaleti bulunmadığı halde 15.02.2007 tarihinde davacı hesabına yatırılan paranın davacının boşandığı eşi ....'ın aynı banka şubesinde bulunan hesabına aktarıldığı ve aynı gün 2 kalem halinde para çekme işlemi ile 12.291,97 ve 12.281,73 TL tutarındaki bedellerin .....'a ödendiği, bunun üzerine davacı tarafından eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Davacı vekili, hayat sigorta poliçelerinin davacı müvekkilinin herhangi bir talebi olmaksızın davacının imzasını içermeyen sahte ibranamelere dayalı olarak sonlandırıldığını, sigortadan ayrılma istek formlarındaki imzaların davacıya ait olmadığını savunmuş; mahkemece, imzaların sahteliği iddiası yönünden herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Oysa ki, ayırma işleminin temelini oluşturan sigortadan ayrılma istek formlarındaki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının öncelikle tespiti gerekir. Bu itibarla, mahkemece bahsedilen formlardaki imzaların davacıya ait olup olmadığının tespiti hususunda imza incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde, davalı .... hakkında açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.2-Dava dilekçesinde, davalı banka tarafından dava dışı Meltem'e ödemenin yapıldığı 15.02.2007 tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulmuş; mahkemece, davacı tarafça keşide edilen .... 13.08.2010 tarihli ihtarnamesinin davalı bankaya tebliğ edildiği 20.08.2010 tarihine 5 günlük ödeme süresi eklenerek 26.08.2010 tarihinde temerrütün oluştuğu gerekçesiyle bu tarihten itibaren faize hükmedilmiştir.Davacının davalı banka nezdinde bulunan hesabındaki paranın, 15.02.2007 tarihinde davacının herhangi bir talimatı veya talebi olmaksızın, eski eşi .....'a verilmiş para çekme ve hesaptaki parayı kendi hesabına aktarma yetkisini taşıyan vekaletnamesi de bulunmaksızın, bu kişiye ait hesaba aktarıldığı, böylelikle, davalı bankanın haksız işlemi 15.02.2007 tarihinde gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır.O halde, haksız işlemin gerçekleştirildiği 15.02.2007 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu belirlenen tarihin faiz başlangıç tarihi olarak tespiti bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 25.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.