Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1503 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12196 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :.........Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalı adına kayıtlı aracın müvekkiline kasko sigortalı araca çarparak hasarladığını, 4.705 TL hasar bedelinin sigortalı ile tamir servislerine ödendiğini, davalının işleteni olduğu araç sürücüsünün kendisine yönelik dur levhasına rağmen, geniş önceliğine uymadığını, olayda kusurlu olduğunu, davalının aleyhindeki icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, tramer kayıtlarına göre de davacının sigortalısının olayda kusurlu olduğunu, kusuru, tazminat miktarını kabul etmediğini belirterek davanın ZMSS şirketine ihbarını ve reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının .........İcra Müdürlüğü'nün 2012/6543 sayılı dosyasına vaki itirazının 1.369,68 TL asıl alacak ve 33,21 TL işlemiş faiz yönünden iptaline, takibin bu meblağ üzerinden aynen devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, kasko sigorta sözleşmesine ve halefiyete dayanılarak, itirazın iptali şeklinde açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.Sürücüler arasında düzenlenen maddi hasarlı kaza tespit tutanağı bulunmaktadır. Davalı tarafa ait aracın seyrettiği sokak 7 metre genişliğinde olup, sokak başında davalıya yönelik "Dur" levhası bulunmaktadır. Davacıya sigortalı aracın seyrettiği sokak 8,5 metre genişlikte olup sokakta hız kesici set olduğu sabittir. Keşiften sonra alınan bilirkişi raporunda bu hususlar belirtildikten sonra, kavşak kollarının trafik yoğunluğu bakımından farklı oldukları işaretlerle belirlenmemişse; motorlu araçlardan soldaki sağdan gelen araca geçiş hakkını vermek zorundadır, davacıya sigortalı aracın sürücüsü kendi gidiş istikametine göre yolun sağ tarafından gelen araç trafiğini kontrol etmediğinden ve kavşakta geçiş önceliğine uymadığından %70 oranında kusurlu, davalı aracının sürücüsü kavşağa dikkatsiz, tedbirsiz girdiğinden, fren tedbirine yerinde ve zamanında kullanmadığından, kavşağa girmeden önce bulunan "Dur" levhasına dikkat etmeden kavşağa girip kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğinden %30 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.Davacı vekilinin itirazına rağmen ek rapor yada bir başka bilirkişiden yeni rapor alınmadan bu rapora istinaden hüküm kurulmuştur.Bilirkişi raporunda izafe edilen kusur oranları oluş şekline, taraf sürücülerinin seyrettiği sokakların durumuna ve dosya kapsamına uygun bulunmamıştır.Bu durumda mahkemece, davacı tarafın itirazları da değerlendirilerek, davalı tarafa "Dur" levhasının bulunduğu gözönünde bulundurularak, sürücülerin kusur durumlarının tespiti hususunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, önceki raporunda irdelendiği bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz talebinin kabulü ile hükmün davacı lehine BOZULMASINA, 11.2.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.