Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1501 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12166 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :...........Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalıya trafik sigortalı aracın sebebiyet verdiği kaza sonucu müvekkiline ait aracın hasarlandığını, davalının %100 kusurlu olduğunu, tespit raporuna göre 16.939,96 TL tutarında hasar oluştuğunu belirterek 704,45 TL tespit masrafı ile birlikte toplam 17.644,41 TL'nın ihbar tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, sigortalının kusuru oranında gerçek zarardan poliçe limiti ile sorumlu olduklarını, kusur ve zararın ispatlanması gerektiğini, tazminatın fahiş olduğunu, temerrüde düşmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 15.434,40 TL hasar bedelinin 6.7.2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi ile mümkündür. Savunma hakkı 1982 T.C Anayasa'sının 36 ve 6100 Sayılı HMK'nın 27.maddesinde düzenlenmiştir. HMK'nın 280.maddesi hükmü gereğince bilirkişi raporunun birer örneğinin taraflara tebliği zorunlu olup, aynı Kanunun 281.maddesine göre tarafların bilirkişi raporuna itiraz etme, eksik hususların tamamlanmasını, belirsizlik gösteren hususlarda açıklama yapılmasını isteme veya yeni bilirkişi atanmasını isteme hakları bulunmaktadır.Somut olayda, kusur ve hasar durumunun tespiti hususunda alınan bilirkişi raporları davalıya tebliğ edilmeksizin, yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmuş, davalı tarafın bilirkişi raporlarına itiraz etme ve dolayısıyla savunma hakkı kısıtlanmıştır.Bu durumda mahkemece, HMK'nın 280.maddesi gereğince bilirkişi raporlarıın davalı tarafa usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi, davalının bilirkişi raporlarına karşı beyanda bulunması için süre verilmesi ve sonucuna göre işlem yapılıp karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 11.2.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.