Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14837 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6170 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : .... Asliye Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, 22.02.2011 tarihinde davalı ....’ye trafik sigortalı ..... plakalı aracın müvekkil yaya.....’a yoldan karşıdan karşıya geçerken çarparak meslekte kazanç kaybı olacak şekilde yaraladığını, fazlaya ilişkin hakları saklı tuttuğunu belirterek 3.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. 26.08.2013 tarihli dilekçesi ile istemini 14.933,90 TL’ye ıslah etmiştir.Davalı vekili davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile 14.933,90 TL maddi tazminatın 06.12.2012 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.6100 sayılı HMK'nin 184. maddesi gereğince “Hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri incelendikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir, Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.” Aynı Yasanın 186.maddesi hükmüne göre "Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olana davetiyede; belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir.Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.”Somut olayda; Mahkemece, karar duruşmasından bir önceki 30.07.2013 tarihli duruşmada; tarafların duruşmaya gelmediği, davacı vekilinin UYAP ortamından mazeret dilekçesi gönderdiği, Anayasa Mahkemesinin adli tatil ile ilgili Bakanlar Kurulu'nun KHK ile getirdiği düzenlemeyi iptal etmesi sonrası uzun süre aynı konuda yasal düzenleme yapılmadığı için Mahkemede görevli hakimin izin kullanmayı planladığı ve Ağustos ayı başına kadar duruşma günü verdiği, davanın duruşması bugüne bırakılmış ise de; adli tatil ile ilgili yasal düzenleme sonrası duruşma gününü kapsayan dönem adli tatil içerisinde kaldığı, davanın niteliği gereği adli tatilde işlem yapılamadığı anlaşıldığından; davacı vekilinin mazeretinin kabulüne, duruşma gün ve saatinin talebi gibi UYAP ortamından öğrenmesine, davalı tarafa duruşma gün ve saatinin tebliği ile duruşmanın 24.12.2013 tarih saat 10:30 bırakıldığı, 24.12.2013 tarihli oturumda; davalı vekili aynı gün Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde duruşması olduğu, duruşmanın 11:30 saatine kadar bekletilmesi, aksi takdirde duruşmanın bir başka güne talikini istemiştir. Mahkemece, davalı vekilinin belge eklenmediği gerekçesi ile mazereti reddedilmiş, ancak HMK 184 ve 186. maddeleri gözetilmeden yargılamanın geldiği aşama göz önüne alınarak davalı tarafın yokluğunda yargılamaya devam edilmesine karar verilerek, esas hakkında hüküm kurulmuştur.Bu durumda mahkemece, HMK 184 ve 186. madde hükümleri de gözönüne alınarak işlem yapılması gerekirken yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.2-Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Davalı vekilinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 23.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.