Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14639 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8372 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı.... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacı vekili, davalıların işleten-sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın, kaza tarihinde dikkatsizlik sonucu Bursa-Balıkesir karayolu kenarında bulunan davacıya ait sebze-meyve tezgahına girerek maddi hasara yol açtığını, hasar gören eşya ve malların kolluk güçlerinin düzenlediği tutanakla saptandığını, kaza anında tezgah başında bulunan davacı ve eşinin son anda geri atılarak çarpmadan kurtulduğunu ve uzun süre kazanın yarattığı korku ve paniği yaşayıp manevi zarara uğradığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL. maddi tazminat ile 1.500,00 TL. manevi tazminatın (davalı ... sorumlu tutulmak kaydıyla) kaza tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş; 12.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin talebini artırarak 4.662,50 TL'nin tahsilini talep etmiştir.Davalı ..... vekili, davacının tezgah kurduğu karayolu kenarının bu işe elverişli olup olmadığı ve mevzuat gereği alınması gerekli izinlerin alınıp alınmadığının araştırılması gerektiğini, kazada davacının da müterafik kusuru bulunduğunu, manevi tazminattan sorumlu tutulamayacaklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı ..., davacının maddi tazminat talebinin fahiş olduğunu, kazaya kusuruyla sebep olmadığını, davacının olayda manevi zarara uğramasına yol açacak bir durum bulunmadığını, kazada sadece maddi hasar oluştuğunu, davacının zarar talebini aracının sigortacısına yöneltmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının maddi tazminat isteminin kabulü ile 4.662,50 TL'nin davalı .... yönünden temerrüt tarihi olan 14.11.2013'ten, diğer davalı yönünden kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline; davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazası nedeniyle, karayolu kenarında bulunan davacı tezgahında ve burada bulunan ürünlerde oluşan hasar bedeli ile kaza sonucu yaşanan korku, panik nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf, karayolu kenarında bulunan tezgahı ile buradaki ürünlerin kaza sonucu zarar görmesi nedeniyle maddi tazminat isteminde bulunmuş; davalı sigorta şirketi vekili ise, davacının karayolu kenarına tezgah açma konusunda yasal izninin bulunup bulunmadığı, mevzuat gereği karayolu kenarına yaklaşma mesafelerine uyulup uyulmadığı hususlarının araştırılması gerektiği, anılan hususlar nedeniyle davacının da kazada en azından müterafik kusurunun bulunduğu yönünde savunma yapmış; mahkemece, davalının anılan savunmaları konusunda araştırma yapılmaksızın, alınan bilirkişi raporuna göre davanın kabulü yoluna gidilmiştir.Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 26. maddesinde, Belediye sınırları dışındaki karayolu kenarına yapılacak tesisler için, aynı yönetmeliğin 27. maddesinde ise Belediye sınırları içinde bulunan karayolu kenarında yapılacak tesisler için aranan şartlar, karayoluna mesafelerinin ne olacağı ve tesis yapımı için ilgili idarelerden izin alınması gerektiği açıkça düzenlenmiştir.Dava konusu kazaya ilişkin olarak resmi görevliler tarafından düzenlenen Kaza Tespit Tutanağı'na göre kaza, Bursa-Balıkesir karayolu üzerinde gerçekleşen tek araçlı kazadır. Bu tutanakta davacının zarar gören tezgahının karayolu kenarında olduğu belirtilmiş; ancak mesafesi konusunda detaylandırma yapılmamıştır. Mahkeme tarafından mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen trafikçi bilirkişi raporunda da davacı tezgahının karayoluna mesafesinin tespiti ile tarafların kusur durumlarının değerlendirilmesi yoluna gidilmeden, sadece davalı araç sürücüsünün kusur durumu irdelenmiş ve bu rapor hükme esas alınmıştır. Hükme esas alınan kusur bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Tazminat miktarının belirlenmesi" başlıklı 51. maddesinde; hakimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; "Tazminatın indirilmesi" başlıklı 52. maddesinde de; zarar gören taraf zararı doğuran fiile razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da artmasına etkili olduğu yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırdığı takdirde hakimin, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği açıklanmış; zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ise hakimin, tazminat miktarını hakkaniyete uygun olarak indirebileceği belirtilmiştir. Anılan kanun hükümleri ile düzenlenen müterafik (ortak) kusur indirimi, her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir.Bu durumda mahkemece yapılacak iş, kaza tarihinde davacı tezgahının bulunduğu yerin, Belediye sınırları içinde olup olmamasına göre ilgili idareden gerekli izinlerin alınıp alınmadığını araştırmak; bu araştırmadan sonra, mahallinde trafik kusur uzmanı bilirkişi refakatiyle keşif yaparak davacı tezgahının karayoluna mesafesi, konumu, niteliği vs. konularını irdeleyen ve yukarıda anılan Yönetmelik hükümlerini de gözeterek olayda tarafların kusur durumlarının ne olacağı konusunda denetime açık, hüküm kurmaya elverişli rapor alıp 6098 sayılı TBK'nun 52. maddesi uyarınca maddi tazminattan makul oranda hakkaniyete uygun indirim gerekip gerekmediğinin irdelenip tartışılması, ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi olduğu halde, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı .....vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 21/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.