Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14397 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7605 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Fatsa 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/01/2014NUMARASI : 2011/471-2014/30Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R -Davacılar vekili, davalıların işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın, müvekkillerinin babası U. G.'in sürücüsü olduğu araca çarpması sonucu babaları ile araçta yolcu olarak bulunan anneleri N. G.in yaşamını yitirdiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere her bir müvekkil için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının, 1.000,00 TL cenaze ve defin giderinin ve 5.000,00 TL hasar bedelinin davalılardan, davacı Betül için 60.000,00 TL, davacı Burak için 40.000,00 manevi tazminatın davalı A.. N..'ndan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 48.739,00 TL'ye yükselttiklerini bildirmiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı Burak'ın destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine, davacı Burak'ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL'nin kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı A.. N..'ndan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı Betül'ün destekten yoksun kalma tazminatı talebinin kısmen kabulü ile 38.739,02 TL'nin kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı Betül'ün manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 30.000,00 TL'nin kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı A.. N..'ndan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacıların hasar bedeli talebinin kabulü ile 7.500,00 TL'nin kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, davacıların cenaze masrafı yönünden taleplerinin kısmen kabulü ile 680,00 TL'nin kaza tarihinde işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacı Burak yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebi reddedilmişse de, davacının, kaza tarihinde 20 yaşında ve Polis Meslek Yüksekokulu'nda öğrenci olduğu, 07/06/2011 tarihinde mezun olduğu dosyadaki belgelerden anlaşılmakla davacının mezun olduğu tarihe kadar anne ve babasından destek aldığı kabul edilerek davacının destek zararının hesaplanması gerekirken talebin tümden reddi doğru değildir. 2-818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu anne ve babalarının ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.3-818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 45/1 maddesine göre: “Bir adam öldüğü takdirde zarar ve ziyan, bilhassa defin masraflarını da ihtiva eder” denilmiştir. Ölüm nedeniyle yapılan masraflar ölenin ailesinin ekonomik ve sosyal durumuna, mahalli geleneklere göre değişiklik gösterir. Cenaze ve defin giderlerinin belge ile ispat edilmesi de gerekli değildir. Belge ibraz edilmese dahi, geleneklere ve dini kurallara göre yapılan masrafların hesaplanıp hüküm altına alınması gerekir. Mahkemece, cenaze ve defin masrafları İlçe Müftülüğünden sorularak gelen cevabi yazıda belirtilen gasil ücreti, kefen ücreti, mezar tahtası ve mezar açma-kapama ücreti olarak belirtilen toplam bedele hükmedilmiştir. Müftülükçe bildirilen ücretler tek kişi için yapılacak bedelleri göstermektedir. Bu durumda mahkemece, davacıların talep ettikleri cenaze ve defin gideri kalemi açıklattırılarak davacıların kazada anne ve babalarını birlikte kaybettikleri gözönünde tutularak Müftülükçe bildirilen giderler dışında yapılması zorunlu dinsel ve geleneksel cenaze gidirlerinin hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.4-Davalı sigorta şirketi vekili, davacılara ödeme yapıldığını, sulh sözleşmesi imzaladıklarını ileri sürerek buna ilişkin belge suretlerini dosyaya sunmuştur. 818 sayılı BK.'nun 113. maddesi (6098 sayılı BK.'nun 131. maddesi) gereğince ödeme, borcu söndüren işlemlerdendir. O halde mahkemece, davalı sigorta şirketi vekilince dosyaya sunulan belgelerin değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekir. 5-Bozma nedenlerine göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 27/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.