Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1439 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6192 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :......Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili davalılardan ... yönetimindeki ve diğer davalıya ait ..... plakalı araç ile müvekkillerinin murisi ......'a çarparak ölümüne neden olduğunu, müvekkillerinin murisinin ölümü ile desteğinden yoksun kaldıklarını ileri sürerek her bir davacı için 4.000,00'er TL maddi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekili olay ile ilgili olarak davacılara dava dışı .......'den ödeme yapıldığını, esasen davalılardan .... ve ...'ın reşit olup ölenin desteğine ihtiyaç duymadıklarını bu nedenle destek tazminatı isteklerinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davacılar ... ve ... ın açtıkları davanın reddine, davacı ... ın açtığı davada 749,07 TL tazminatın olay tarihi 04.12.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...'a verilmesine, karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından tarafından temyiz edilmiştir.Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat talebine ilişkindir.6098 sayılı TBK’nun 74. maddesine (818 sayılı BK’nun 53. maddesi) göre hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hâkimini bağlamaz. Buna göre, hukuk hakimi kural olarak ceza hakiminin belirlediği kusur oranı ile bağlı değil ise de, kesinleşen maddi olgu ile bağlıdır.(H.G.K. 06.02.2002 gün 2002/19-16, 2002/47 sayılı kararı)Bu ilkeler ışığında, mahkemece; bu dosya ve ceza dosyasındaki tüm deliller birlikte değerlendirilip kusur durumunun tespiti için ayrı bir bilirkişi heyetinden ayrıntılı, gerekçeli, denetime müsait kusur raporu alınarak belirlenecek kusur oranına göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, 10/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.