Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1437 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6199 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :............Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R- Davacılar vekili; davalı sürücü ...'in, mülkiyeti diğer davalıya ait ....... plakalı minibüs ile seyir halindeyken, karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkili ...’e çarparak hayati tehlike geçirecek ve vücudunda hayat fonksiyonlarını etkileyecek şekilde yaralanmasına sebep olduğunu, belirterek şimdilik müvekkili ... için 20.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 70.000,00 TL tazminat ile müvekkili eşi .......... için 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 80.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili 20/11/2013 tarihli dilekçesi ile; ... yönünden maddi tazminat miktarının 55.885,47 TL'ye çıkartılmasına ve davalarının bu şekilde ıslahına karar verilmesini talep etmiş, buna ilişkin ıslah harcını yatırmıştır.Davalılar vekili; müvekkilinin kazanın meydana gelmesinden dolayı çok üzgün olduğunu, kazanın meydana gelmesine neden olan davacının kusur ve ihmali davranışları olduğunu, açılan davada talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, bu nedenle davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 55.885,47 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 01/05/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ...'e ödenmesine, 7.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01/05/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ...'e ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01/05/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ...'e ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatların az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.