MAHKEMESİ :..........Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R- Davacı vekili, müvekkiline ait ...... plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalandığını, 28/07/2013 tarihinde ......... tarafından kullanılan aracın kaza yaptığını ve pert olduğunu, kazadan sonra davalı ...... başvurulduğunu, ancak sigorta bedelinin ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 16.830,00 TL poliçe teminat bedelinin en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davacıya ait aracın kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığını, aracın 28/07/2013 tarihinde sürücü ....... idaresinde tek araçlı, ölümlü ve yaralamalı trafik kazası sonucunda ağır hasarlandığını, taraflar arasında mevcut kasko poliçesinin açık hükmüne göre kiralık kullanılan araçların poliçe kapsamı dışında tutulmasının kararlaştırıldığını, aracın kiralık olarak kullanıldığından teminat haricinde olan hasarın karşılanmadığını, istenilen hasar tutarının çok fahiş olduğunu belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamında giren hususlar Kasko Sigortası Genel Şartlarının A/1. maddesinde belirlenmiştir. Diğer taraftan TTK.nun 1409/1 maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1409/2 maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerkçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.(HGK 10.12.1997 gün ve 1997/11-772-1043; HGK 16.12.1998 gün ve 1998/11-872-905; HGK 22.12.2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilâmları)Somut olayda, davaya konu riziko sigorta poliçesinin yürürlükte olduğu tarihte meydana gelmiştir. Davacı aracı tek taraflı trafik kazasında hasarlanmış olup buna dair kaza tespit tutanağı mevcuttur. Aracın olay anındaki sürücüsü Ahmet Kaya'dır. Sürücü ceza yargılaması safhasındaki ifadesinde aracın kiralık olduğundan bahsetmemiş, aracı arkadaşından aldığı şeklinde beyanda bulunmuştur.Yargılama sırasında dinlenen tanık ... ise ifadesinde, aracın kiralık olup olmadığını bilmediğini, aracın emanet olduğunu duyduğunu, ayrıca aracın kiralık olduğunu da duyduğu, şeklinde ifade vermiş, ancak olay sırasında aracın kiralama yoluyla kullanıldığı somut delillerle ispatlanamamıştır.Yukarıda açıklandığı üzere rizikonun teminat dışında kaldığına dair iddianın sigortacı tarafından somut delillerle kanıtlanması kural olup sigortacının soyut iddialarla değil somut delillerle aracın kiralık olduğunu kanıtlaması gerektiğinin gözönünde bulundurulması gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı lehine BOZULMASINA, 15.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.