MAHKEMESİ : .... Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalılar .... ve ..... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; bir davada öne sürülen maddi olguların hukuki değerlendirmesini yapmak, uygulanacak Yasa maddesini bulmak ve uygulamanın hakimin doğrudan görevi olduğu, (6100 sayılı HMK'nun 33.maddesi)eldeki davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak olduğu,davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceği (İİK.md.283/1), bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmadığı, bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağınıngerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın iptali istenen tasarruftan itibaren beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gerektiği,bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmeli, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. Araştırılmalı, keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmeli, öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin de takdir olunması gerektiği, İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabileceği, İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerektiği bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerektiği, somut olayda, mahkemece dava Türk Borçlar Kanununun 19 maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali davası olarak değerlendirilmiş ise de varılan sonuç dava dilekçesine, davacı vekilinin yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü anlatımlarına uygun düşmediği, mahkemece yapılması gereken işin davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali davası olarak değerlendirilerek yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereğince dava ön koşulları ve iptal şartları yönünden taraf delillerinin değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibaret olduğu; kabule göre de, davalı .... dava konusu tasarrufların tarafı olmadığı halde harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının da isabetli olmadığı gereğine değinilmiştir.Mahkemece iddia, savunma toplanan deliller ve bozma ilamı doğrultusunda davalı ...., iptali istenen tasarrufların tarafı olmadığından aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın ise davalı borçlu .. ile ..'in, baba-oğul, borçlu Kemal ile ...'in amca-yeğen,...'nin ise borçlu ...'in kardeşinin eşi olması nedeniyle dava konusu tasarrufların İİK'nun 278/3-1 maddesi gereğince bağışlama hükmünde olup iptale tabi bulunması nedeniyle adı geçen davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davacı ve davalılar ...ve ..... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden ;1-Davalı ..... hakkındaki dava husumet yokluğundan reddedildiğinden lehine AAÜT'nin 7/2 maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir.2-Davalılar ...ve ... vekilinin temyiz itirazları yönünden;Tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için borçlu hakkında icra takibinin kesinleşmesi ve ayrıca borçlu adına düzenlenmiş geçici veya kat'i aciz belgesinin sunulması gereklidir.Somut olayda dava konusu Turgutlu İcra Müdürlüğünün 2008/443 sayılı takip dosyasına davalı borçlular ... ve ...... tarafından itiraz edildiği, davacı tarafından açılan itirazın iptali davasının Turgutlu 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.7.2009 tarih 2009/188 esas 2009/561 karar sayılı ilamı ile kısmen kabul edildiği takibin 312.098,33 TL üzerinden devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verildiği ancak kararın kesinleşip kesinleşmediğinin dosya kapsamından anlaşılamadığından öncelikle kararın kesinleşip kesinleşmediği tespiti ile kesinleşmemiş ise kesinleşmesinin beklenmesi; ayrıca davalı borçlular ...... ve ...'in 3/8'er hisse sahibi olduğu dava dışı .... parsel üzerinde davacı ....22.6.2006 tarihli 500.000 TL ipoteği olduğu, kıymet takdiri sonucu anılan taşınmaza yaklaşık 800.000 TL değer biçildiği, davacı bankanın alacağının 312.098,33 TL olduğu gözönüne alınarak davacının eldeki davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunup bulunmadığının değerlendirmesi, hukuki menfaati yoksa davanın hukuki yarar yokluğundan reddine aksi halde hukuki menfaatinin bulunması halinde yani ipotek bedelinin takip konusu alacağı karşılamaması durumunda davalı borçlular....ve .... adına kayıtlı 17 adet (ipotekli taşınmazda dahil) taşınmaz ile ... adına iki, ... adına beş adet araca davacı banka tarafından haciz konulduğu, haciz konulan taşınmazda davacı haczinin genel olarak 1, 2, 3. sıralarda olduğu kıymet takdiri sonucu taşınmazlara 2.757,342,00 TL değer biçildiği, (anılan taşınmazlar üzerinde dava dışı bankalara ait 2005-2006 yıllarına ait ipotekler var ise de ipotek konusu banka alacaklarının belli olmaması nedeniyle) ve taşınmazların satış aşamasında olduğu anlaşıldığından davacı vekiline kat'i aciz belgesi sunması için uygun bir süre verilmesi kat'i aciz belgesi sunulduğu takdirde davanın esasının incelenmesi, sunulmadığı takdirde ise yedi adet aracın trafik kayıtları ve kasko değerleri istenerek değerinin belirlenmesi, onyedi adet taşınmaz üzerindeki haciz ve ipotek borcunun ilgili banka ve icra müdürlüklerinden sorularak davalı borçluların mevcut malvarlıklarına göre aciz halinde olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.Kabule göre de Saruhanlı İcra müdürlüğünün 14.6.2012 tarihli yazısından dava konusu Turgutlu 777 ada 8 parsel nolu taşınmazın üzerindeki 31.10.2007 tarihli Ziraat Bankasının 750.000 TL'lik ipoteği nedeniyle Saruhanlı İcra Müdürlüğünün 2010/1200 sayılı takip dosyasından 76.050 TL bedelle satıldığı satış bedelinin Ziraat Bankasının alacağını dahi karşılamadığı anlaşıldığından anılan parsel yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken anılan parsel yönünden davanın kabulü isabetli görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin; 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar .... ve ...... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 15/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.