Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1406 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 13452 - Esas Yıl 2005





Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalılar A…….. ile N……. ve arkadaşları tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Kadastro sırasında 105 ada 43 ila 46 parsel sayılı 4492,91- 16304,60- 11811,88- 13672,82 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 43 ve 44 nolu parseller A...., 45 nolu parsel N.... ve paydaşları, 46 nolu parsel ise N.... adlarına tespit edilmişlerdir. Askı ilan süresi içinde hazine taşınmazların dere yatağından açma olduklarını, davalılar adına ecrimisil tahakkuk ettirildiğini öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parsellerin tescil harici bırakılmalarına karar verilmiş; hüküm, davalılar A.... ve N.... ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Kadastro sırasında irsen intikale ve zilyetliğe dayalı olara 43 ve 44 nolu parsel A...., 45 nolu parsel N.... ve paydaşları, 46 nolu parsel ise N.... adlarına tespit edilmiş, davacı hazine taşınmazların dere yatağından açılma ve de Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Davalılar, davanın reddini savunmakla beraber aşamada iki ayrı tapu kaydına da dayanmışlardır. Mahkemece bu kayıtlardan Haziran 951 tarih 52 nolu tapu kaydının uygulaması yapılmış, diğer 16.10.1953 tarih 272 sıra nolu tapu kaydının uygulaması ise yapılmamış ve gerekçesi hükmü yerinde gösterilmemiştir. Ayrıca; Haziran 951 tarih 52 nolu tapu kaydının ilk geldisi ve intikalleri getirtilmediği gibi, uygulaması ile ilgili yerel bilirkişilerin sözleri de soyut içerikli ve gerekçeye dayanmamaktadır. Kaldı ki, her iki yerel bilirkişinin doğum tarihleri itibariyle kayıtların uygulanması yönünden yeterli bilgiye sahip olduğu da söylenemez. Diğer taraftan bilirkişi ve tanık sözleri jeolog ve ziraatçı bilirkişi raporlarına aykırı düşmesine karşın yöntemine uygun biçimde aykırılığın giderilmesine de çalışılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm verilemez . O halde, Haziran 1951 tarih 52 nolu tapu kaydı ilk tesisinden itibaren intikalleri ile birlikte yerel Tapu Sicil Müdürlüğünden, gerektiğinde yazılacak teskereye kayıt örneği eklenerek Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığından getirtilmeli, davalılardan tapu malikleri ile irsi ilişkilerini gösterir veraset belgesi ibraz etmeleri istenmeli, yoksa tapu maliklerinin verasete esas nüfus kaydı örnekleri celbedilmeli, daha sonra önceki keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklarla tüm tespit bilirkişileri eşliğinde yerinde yeniden keşif yapılarak taşınmazları ve yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı ve yansız kişilerden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla dayanak tapu kayıtları gereği gibi yerlerine uygulanarak aidiyet ve kapsamları saptanmalı, bilirkişilere kayıtlarda yazılı sınırlar arazi üzerinde gezip göstertilip yerleri düzenlenecek krokiye işaret ettirilmeli, bilirkişilerce bilinmeyen sınırlar yönünden tanıkların bilgisine başvurulmalı, tapu kayıtlarının uymaması durumunda, metruk çay ve dere yataklarının koşullarının varlığı halinde zilyetlikle kazanma olanağı bulunduğundan bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim yada kimlerden kaldığı davalıların ve miras bırakanlarının zilyetliklerinin başlangıç tarihi, süresi ve sürdürülüş biçimi olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanmalı, ibraz olunan ecrimisil belgelerinin taşınmazlara ait olup olmadığı bilirkişilerden sorulmalı, bilirkişi ve tanık sözleri ile uzman bilirkişi raporları arasında aykırılık doğduğunda giderilmesine çalışılmalı, gerektiğinde zilyetlik süresi ve sürdürülüş biçimi yönünden taşınmazlara 2.derecede komşu taşınmazların zilyet yada maliklerinin tanık sıfatıyla bilgilerine başvurulmalı, yine bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların öncesinin mer'a olup olmadığı sorulup açıklığa kavuşturulmalı, tapu kayıtlarının uyması durumunda, tapulu yerlerde zilyetliğin mülkiyetin koşulu olmadığı düşünülmeli, fen bilirkişisine yapılan keşif ve uygulamaları ve kayıtlarda yazılı sınır yerlerini izlemeye olanak verecek biçimde geniş kapsamlı raporlu kroki düzenlettirilmeli, ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Davalılar A.... ile N……. ve arkadaşlarının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine 27.2.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.