Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1365 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4386 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :........Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükün taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı ......i vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 09.02.2016 Salı günü davacılar vekili Av. ... ile davalı....... vekili Av. ..... geldiler. Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü. -K A R A R-Davacılar vekili, davalı.........'ne ait işyerinde, diğer davalı .......'ne ait kamyonun yük indirmek için rampaya yaklaştığı sırada, kamyonun kasasında bulunan müvekkillerinin murisi ........'ün düşerek hayatını kaybettiğini, olay nedeni ile işyeri sahibi ve araç maliki olan davalıların müteselsilen sorumluluklarının bulunduğunu ileri sürerek davacılar için ayrı ayrı 35.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.Davalı vekilleri ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile olaydaki kusur oranları gözetilerek bulunan tazminattan müteveffanın araçta hatır için taşınması nedeniyle %40 oranında indirim yapılması suretiyle bulunan davacılar için ayrı ayrı 6.000 TL manevi tazminatın davalı........'nden, davacılar için ayrı ayrı 4.000 TL manevi tazminatın da davalı ........'nden tahsiline, tazminatlara kaza tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, tüm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı ......... vekili ve davalı ......... vekilinin aşağıdaki (5) numaralı bendin dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.Davalıların davacıya karşı sorumluluğu, yasadan kaynaklanan müteselsil sorumluluk ve aralarındaki münasebet ihtiyari dava arkadaşlığıdır. Müteselsil borçluluk niteliği itibariyle bölünebilen bir edimin birden fazla borçlusundan her birinin edimin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir borçluluk türüdür. Davacılar vekili dava dilekçesinde, talebinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş olmasına rağmen, mahkemece hükmedilecek tazminatın tümünden davalıların müteselsilen sorumluluklarına hükmetmek gerekirken, yazılı olduğu üzere davalıların kusurları nispetinde manevi tazminata hükmedilmiş olması doğru değildir.3-Davalı vekili yargılama aşamasındaki beyanlarında, desteğin hatır için taşındığını savunmuştur. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK.’nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Somut olayda; destek ile sürücü arasında kuzen-teyze oğulları şeklinde yakın akrabalık bağı bulunduğu ve olay günü de desteğin sürücünün işyerine beraber gitmek istediği ve işyerinde trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır. Maddi ve manevi menfaattin bulunduğu kuzenler arasındaki bu taşımada hatır taşıması bulunmamasına rağmen aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 4-Kazaya karışan araç ticari kamyon olup kazanın kamyonun ticari faaliyette kullanılması esnasında meydana geldiği, diğer davalının da kaza anında ticari faaliyetini yürütüyor olduğu ve kazanın direk ticari faaliyeti ile ilgili olduğu gözetildiğinde, hükmolunan tazminata avans faizine hükmetmek gerekirken, yazılı olduğu üzere yasal faize hükmedilmiş olması da doğru görülmemiştir.5-Davalılar hakkında açılan davada kısmen red kararı verilmiş olmasına rağmen, reddedilen kısım yönünden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması da doğru görülmemiş, bozma sebebi yapılmıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ......... vekili ve davalı ......... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı .......... vekili ve davalı ..........vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı .........'ne verilmesine, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davalı 09/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.