Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1359 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4164 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :.........Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 09.02.2016 Salı günü davalı vekili Av. ........ geldi. Davacı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin davalıya trafik (ZMSS) sigorta poliçesi ile sigortalı motorsiklette yolcu iken gerçekleşen tek taraflı kazada yaralanarak daimi maluliyete uğradığını, yapılan başvuru üzerine davalı tarafça müvekkiline bir miktar ödeme yapıldığını ancak yapılan ödemenin müvekkilinin zararını karşılamaktan uzak olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 85.000 TL sürekli iş göremezlik zararı ile 80.000 TL bakıcı giderinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 16.10.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatı taleplerini 88.437 TL'ye, bakıcı gideri taleplerini ise 175.000 TL'ye yükselttiklerini bildirmiştir.Davalı vekili, müvekkili tarafından dava öncesinde davacıya ödeme yapıldığını ve müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini, ayrıca davacının hatır için taşındığını ve müterafik kusurlu olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacının bakıcı gideri istemine yönelik davasının tefrik edilerek başka bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş, sürekli iş göremezlik talebine yönelik davanın ise kabulü ile 88.437 TL tazminatın davalının ödeme yaptığı tarih olan 05/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Mahkemece .......... Devlet Hastanesi tarafından tanzim edilen 10.03.2011 tarihli özürlü sağlık kurulu raporuna itibar edilerek hüküm tesis edilmiştir. Oysa hükme esas alınacak maluliyete ilişkin raporun olay tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak hazırlanması gerekmektedir. O halde, mahkemece üniversite hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarından veya Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden alınan Yönetmeliğe uygun bir rapor aldırılarak sonucuna göre karar vermek gerekirken, aranılan nitelikleri taşımayan özürlü sağlık kurulu raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiştir.Kabule göre de;Davalı vekili yargılama aşamasındaki beyanlarında, davacının hatır için taşındığını savunmuştur. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK.’nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim, tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. O halde mahkemece, bu savunma üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması gerekmektedir.Somut olayda;Dosyanın incelenmesine göre, davacı ile davalı .......nin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu araç sürücüsünün arkadaş oldukları ve olay günü eğlenmek maksadıyla birarada oldukları anlaşılmaktadır. Bu durumda, olayda hatır taşımasının var olduğu anlaşılmakla, mahkemece belirlenen tazminattan takdir edilecek oranda hakkaniyete uygun olarak indirim yapılması gerekirken, yazılı şekilde davalının savunmasına itibar edilmeyerek ve ileri sürülen hususlar karar yerinde tartışılmayarak karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,09.02.2016 günü oybirliğiyle karar verildi.