Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13291 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 10872 - Esas Yıl 2012





ÖZET: İPTAL DAVASININ AMACI, ALACAĞIN TAHSİLİNİ TEMİN İÇİN BORCUN DOĞUMUNDAN SONRA YAPILAN TASARRUFLARIN İPTALİNE HÜKMETTİRMEKTİR. BU DAVANIN ÖN KOŞULU BORÇLU HAKKINDA ALINMIŞ KESİN VEYA GEÇİCİ ACİZ BELGESİNİN BULUNMASIDIR. ÖN KOŞULUN BULUNMASINDAN SONRA İPTAL ŞARTLARININ BULUNUP BULUNMADIĞI ARAŞTIRILMALIDIR. ÖZELLİKLE AKDİN YAPILDIĞI SIRADA KENDİ VERDİĞİ ŞEYİN DEĞERİNE GÖRE BORÇLUNUN İVAZ OLARAK PEK AŞAĞI BİR FİYAT KABUL ETTİĞİ VE YASANIN BAĞIŞLAMA HÜKMÜNDE OLARAK İPTALE TABİ TUTTUĞU TASARRUFLARIN İPTALİ GEREKTİĞİNDEN MAHKEMECE İVAZLAR ARASINDA FARK BULUNUP BULUNMADIĞI İNCELENMELİDİR. AKRABALIK DERECESİ, MALVARLIĞI BORÇLARINA YETMEYEN BİR BORÇLUNUN ALACAKLILARINA ZARAR VERMEK KASTIYLA YAPTIĞI İŞLEMLER, BORÇLUNUN İÇİNDE BULUNDUĞU MALİ DURUMU VE ZARAR VERME KASTININ İŞLEMİN TARAFINCA BİLİNDİĞİ VEYA BİLİNMESİNİ GEREKTİREN AÇIK EMARELERİN BULUNMASI HALLERİ, MAL KAÇIRMA KASTI OLUP OLMADIĞI İRDELEN­MELİDİR.Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:Davacı vekili davalı Bircan’ın müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazı diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir.Davalı Aynur cevap vermemiş, diğer davalı davanın reddini savunmuştur.Mahkemece koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK’nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İptal davasından maksat İİK’nın 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. Bu davanın önkoşulu ise, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK’nın 277 md.) bulunmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise İİK’nın 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK’nın 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tabi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK’nın 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği, aynı maddenin son fıkrasında ise ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın borçlunun alacaklarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdıyla hareket ettiği kabul olunacağı, bu karinenin ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber ticaret sicili gazetesiyle, bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebilir hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı veya ticari işletmenin devri olup olmadığı da irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nın 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. Somut olayda dava konusu atelye niteliğindeki taşınmaz 26.02.2008 tarihinde üzerindeki 300.000.00 TL. ipotekle birlikte 6.000,00 TL bedelle borçlu davalı Bircan tarafından diğer davalı Aynur’a satıldığı, aynı taşınmazın tasarruf sırasında üzerinde bulunan ipotek’in paraya çevrilmesi amacıyla yapılan icra takibi sonucu satıldığı ve dolayısıyla davalı Aynur’un elinden çıkmış olduğu, davacının ise 24.04.2008 ve 24.07.2008 keşide tarihli çeklere dayanarak icra takibi yaptığı anlaşılmaktadır. Buna göre borcun doğum tarihinin tasarruf tarihinden sonra olduğu görülmektedir. Ancak uygulamada çeklerin keşide tarihlerinden önceki bir akdi ilişki nedeniyle düzenlendikleri de bir vakıa’dır. Dosya içeriğinden çeklerin keşidecisinin davalı Bircan lehdarının ise B… Deri Ayakkabı Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. olduğu ve adı geçen şirket tarafından alacaklı davacı şirkete ciro edildiği anlaşılmakta, davacı tarafından B… Deri Ayakkabı Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. tarafından borçlu adına düzenlenmiş ve tasarruf tarihinden önceki tarihlere ait faturalar ibraz edilmiş, böylece borcun doğum tarihinin tasarruf tarihinden önce olduğunun kabulü gerekmiştir. Ayrıca taşınmazın satış bedeline üzerindeki ipotek değeri de ilave edilmiş ise de ipotek bedelinin davalılar tarafından ödenmediği, bu bedelin cebri icra yolu ile satılarak tahsili cihetine gidildiği görülmüştür. Bu tür davalarda dava konusu mal borçlunun borcu nedeniyle davalı üçüncü kişinin elinden çıkmış ise üçüncü kişi cebri icra sonucu yapılan satıştan elinde artı bir para kalır ise o miktar ile sorumlu olur. Bu durumda borçlunun borcu nedeniyle yapılan satış sonucu üçüncü kişi konumundaki davalı Aynur’un mamelekinde kalan bir para olup olmadığının araştırılması, kalan para var ise adı geçen davalının o miktar oranında sorumlu olacağının, cebri satıştan sonra kalan para olmadığı takdirde davanın konusuz kaldığının düşünülmesi ve taşınmaz atelye niteliğinde olduğundan yapılan tasarrufun İİK.nın 280/son maddesi uyarınca ticari işletmenin devri niteliğinde olup olmadığı hususunun irdelenerek davalıların dava açılmasına sebebiyet verip vermediklerinin tartışılması, ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere eksik araştırma ve inceleme sonucu karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.S o n u ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29.11.2012 gününde oy­birliğiyle karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Avukatın yapamayacağı işler- ortak çalışan avukatlar da işi yasal olarak reddetmek zorundadır. 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 38.maddesinde avukatın işi ret mecbureyetinde olduğu haller gösterilmiş, aynı maddenin (c) bendi; “Avukatın evvelce hakim, hakem, Cumhuriyet savcısı, bilirkişi veya memur olarak görev yapmış olmasını” işi reddetme sebebi olarak kabul etmiş, aynı maddenin son fıkrasın Avukatın takip kesinleştiği halde alacağın tahsili için gereken diğer işlemleri yapmaması görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Suç tarihinde Ankara Barosuna bağlı avukat olarak çalışan sanığın, 13/10/2008 tarihli vekaletname ile katılanın K.. ve T.. Köyü tüzel kişiliklerinden olan alacağının tahsili amacıyla vekilliğini üstlendiği, Po Kira bedelinin uyarlanması-edimler arasındaki denge-Kira bedelinin sözleşmenin başında fahiş miktarla belirlenmiş olması-uyarlamanın şartları Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira uyarlaması davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira parasının uyarlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?