MAHKEMESİ :.........Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:- K A R A R -Davacı vekili, davacının maliki ve sürücüsü olduğu traktör ile saman yüklü olarak seyir halinde iken, davalının maliki ve sürücüsü olduğu kamyonun tam kusurlu olarak arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası sonunda davacının yaralandığını, traktörün ağır şekilde hasar gördüğünü, traktörde meydana gelen hasarlar sigortadan karşılanmış ise de 27 gün gibi uzun bir süre tamirhanede kalan traktörün günlük 400,00 TL kazancından mahrum kaldığını, davacının yaralanması ve geçirmiş olduğu travma sebebiyle manevi zarara uğradığını belirterek traktörün tamir müddeti olan 27 günlük kazanç kaybı olarak toplam 10.800,00 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile, 3.780,00 TL maddi tazminatın ve 2.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2)Dava, iki taraflı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerekir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Somut olayda, davacının bedensel yaralanmasının bulunmaması, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alındığında, davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarı çok olup, daha az manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.