Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12481 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14704 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Kumru Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 15/01/2014NUMARASI : 2013/151-2014/8 Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, karşılık davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R- Davacı vekili, davalıların maliki ve sigortacısı olduğu aracın sürücüsünün kusurlu olarak müvekkilinin aracına çarparak hasarlanmasına neden olduğunu belirterek, 3.000 TL hasar bedelinin kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 14.11.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 6.300 TL'ye yükseltmiştir. Davalı sigorta vekili, kusur oranı dahilinde 1.950 TL ödeme yaptıklarını öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.Davalı- karşı davacı vekili, davanın reddini savunmuş, karşı dava ile kendi aracındaki hasarın 1.000 TL'sinin tahsilini talep etmiştir.Mahkemece, bilirkişi raporu benimsenerek asıl davanın kabulü ile 6.300 TL'nin; karşı davanın kısmen kabulü ile 825 TL'nin kaza tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme Esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekili ile davalı- karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.2-Dava ve karşı dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalı ve karşı davalı, meydana gelen trafik kazası nedeniyle oluşan davacı ve karşı davacının gerçek zararından kusurları nispetince sorumludurlar.HUMK 275 (HMK 276) maddelesi gereği mahkeme, özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.Davacı ve karşı davacının araçlarında meydana gelen gerçek zarar konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve Mak. Müh. Bilirkişi K. Ö. tarafından düzenlenen rapor hükme esas alınmış ise de bilirkişi raporu hüküm vermeye yeterli değildir.Bu halde Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinde görevli, araç hasarı konusunda uzman bir bilirkişiye dosyanın tevdii ile davacı ve karşı davacının araçlarındaki hasar miktarının ne olduğu, her iki aracında olay tarihi itibariyle kazadan önceki durumuna göre ikinci el piyasa rayiç değeri, araçların sovtaj değerleri ile araçların hasarlarına göre perte ayrılmalarının gerekip gerekmediği, perte ayrılmalarının gerekmesi halinde ikinci el piyasa rayiç değerinden sovtaj değerinin mahsubu sonucu bulunacak gerçek zarara hükmedilmesi, perte ayrılmasının gerekmemesi halinde ise tamir bedeline hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.3-Davacı vekili dava dilekçesinde, hükmedilecek tazminat için olay tarihinden itibaren yasal faiz talep etmiş olup mahkemece, bu talep hususunda olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı- karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin, 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle dedavacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı-karşı davacıya geri verilmesine, 24.9.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.