MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin 07.09.2010 günü dava dışı sürücü Yılmaz’ı sevk ve idaresindeki motorsikletin arkasında yolcu olarak seyir halindeyken davalı şirkete ait, diğer davalı ...’ın kullandığı kamyonetin müvekkilinin bulunduğu motorsiklete çarpması sonucu müvekkilini kalıcı maluliyet ile yaraladığını maddi ve manevi kayıplarının olduğunu belirterek fazlaya dair istek hakkı saklı kalmak üzere 10.000,00 TL maddi tazminatın, 40.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiş, 24/01/2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 15.649,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili, davalı şirketin işleteni olduğu ...plakalı aracın davacının hatır taşımacılığı ile yolcu olarak bulunduğu ... plakalı motorsiklet ile çarpıştığını, 07/09/2010 tarihli trafik kaza tutanağındaki kusur ve kusur oranını kabul etmediklerini, davacı tarafın bulunduğu motorsikletin sürücüsünün ehliyetinin bulunmadığını, motorsikletin vize muayenelerinin yapılmadığını, motorsiklet sürücüsü ve davacının kask takmamış olduklarını istenilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davanın kısmen kabulü ile, 12.519,20 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ../...-2-2014/164522017/1238davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirket vekili ile davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi ve manevi tazminatın karşılanması isteminden ibarettir.Davalı şirket vekili, davacının yolcu olduğu motosiklet sürücüsünün ehliyetsiz olduğu, davacının bunu bilerek araca bindiği ve davacıda kask bulunmadığı iddia edilmiştir. Mahkemece davalı şirketin bu savunması kararın gerekçe kısmında tartışılmamış, bu konuda olumlu-olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu durumda mahkemece davalı şirketin ileri sürdüğü iddialarının gerçekliği araştırılarak gerçek ise davacının kasksız olarak ehliyetsiz sürücünün motorsikletine binmesi davranışının zararını artırıcı bir etken olup olmadığı konusunda BK’nun 44. maddesi gereğince müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması ve hükmün gerekçesinde tartışılması gerekmekte olup yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 3-)2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 87. maddesinde, ölen kişinin hatır için karşılıksız taşınması halinde işletenin ve dolayısıyla zorunlu trafik sigortacısının sorumluluğunun genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir.Somut olayda, davacı, ...’in sürücü olduğu motosikletin arkasında yolcudur. Dava ise davacıya çarpan araç sürücü ve maliki şirkete açılmıştır. Mahkemece, davacının hatır için taşındığı gerekçesiyle tazminattan takdiren %20 oranında indirim yapılarak hüküm kurulmuştur. Oysa, davacının dava dışı üçüncü kişinin aracında taşınması ücretsiz de olsa çarpan araç işleteni ve sürücüsü olan davalılar yönünden hatır taşıması olarak kabul edilemeyeceğinden tazminattan indirim yapılmaması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.../...-3-2014/164522017/12384-)Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K.nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle davacı için takdir olunan manevi tazminatın düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.5-)Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin, davalı şirket vekilinin de hatır indirim oranına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket vekili ile davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin, (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 5 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin, davalı şirket vekilinin ise hatır indirim oranına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 09.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.