MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...’nın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 3.3.2016 tarihinde babası davalı ...’ye sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar savunma yapmamıştır. Mahkemece iddia, toplanan delillere göre davanın kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılmış itirazın iptali istemine ilişkin olup HMK’nun 4/1-a maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve süresi içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ... Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılmış itirazın iptali istemine ilişkin olarak belirlenmesine katılma olanağı bulunmamaktadır. Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup davanın takip konusu alacağın kaynağının görev hususunun belirlenmesine doğrudan bir etkisi yoktur. Kaldı ki davada incelenmesi gereken husus davalı borçlunun yaptığı tasarruflarının iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla İİK 277 vd maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Açıklanan şekli ile görevin, İİK 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğu da açıktır. Hal böyle olunca davaya tasarrufun iptali davası olarak devam edilerek taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun olmayacak şekilde davanın nitelendirilmesi ve görevsizlik kararı verilmesi isabetli görülmemiştir. (Kısa kararda ... Sulh Hukuk Mahkemesinin gerekçeli kararda ... Sulh Hukuk Mahkemesinin yazılı olması da maddi hataya dayalı olarak kabul edildiğinden ayrıca bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.) SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 29.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.