Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1217 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 9205 - Esas Yıl 2005





Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı Hazine ve davalı Muhyet-tin tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Kadastro sırasında 409 ve 544 parsel sayılı sırasıyla 68250 ve 95000 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ibiş oğlu Hasan adına tesbit edilmiştir. İtirazı kadastro komisyonunda reddedilen davacı Hazine taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğuna, tesbite esas alınan vergi kayıtlarının uymadığına ve zilyetlik şartlarının davalı taraf yararına oluşmadığına dayanarak ayrı ayrı dava açmış, davaların birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda dava konusu taşınmazların tesbit tutanaklarının tapulamasının Tapu sicil Tüzüğünün 17 ve Taşınmaz Malları Sınırlandırma Tesbit ve Kontrol işleri Hakkında 47/D yönetmeliğinin 4. maddesinin öngördüğü olağan usule göre tamamlanmadığından tapulamanın ikmal ve tamamlanması için tutanak ve eklerinin Tapulama Müdürlüğü'ne iadesine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve davalı Muhyettin tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, kadastro tutanak bilirkişilerinden birisinin sebep göstermeksizin tutanağı imza etmediği gerekçe gösterilerek tapulamanın olağan usule göre tamamlanması için tutanak ve eklerinin tapulama müdürlüğüne iadesine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu kabulü dosya içeriğine ve yasa hükümlerine uygun düşmemektedir. Kadastro tesbitinden sonra 09.10.1987 tarihinden yürürlüğe giren 3402 sayılı Yasanın 27/son maddesinde hakimin usul ve şekle ilişkin eksiklikler sebebiyle tutanakları kadastro müdürlüğüne iade edemeyeceği, aynı yasanın geçici 1 ve 4. maddelerinde de bu yasa hükümlerin kesinleşmeyen davalarda da uygulanacağı öngörülmüştür. Bu durumda anılan yasa hükümleri ve Yargıtay içtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.03.1996 tarih 1996/6 esas, 1996/2 karar sayılı kararları doğrultusunda davanın esastan incelenip karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı Hazine ile davalı ……..'in temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 21.02.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.