Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12140 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17232 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı yetkisizlik nedeniyle davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacı vekili; 03/10/2013 tarihinde ... ilinde davalı sigorta şirketinin sigortacısı olduğu, diğer davalılardan ...'un malik, ...'un ise sürücüsü olduğu ... plakalı araç ile sollamanın yasak olduğu yerde sollama yapınca aynı istikamette seyir eden müvekkili şirkete kasko poliçesi ile sigortalı olan ... plakalı aracın ön kısımlarına çarpması suretiyle maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza da ... plakalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin ekspertiz incelemeleri sonucunda zararı karşıladığını, KDV dahil toplam 9.099,00 TL ödenmek zorunda kalındığını, müvekkili sigorta şirketinin sigortalı yerine geçerek haksız fiil sonucu oluşan hasarı ve ödediği tutarı %100 kusura ilişkin zarar sorumlusundan talep ettiğini, rücu talebinin davalı sigorta şirketi tarafından reddedilmesi üzerine, alacağın tahsili amacıyla ... İcra Müdürlüğü'nün 2014/489 E. Sayılı takip dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe karşı haksız itiraz ettiklerini iddia ederek takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir. Davalılar ... ve ...; .... Mahkemelerinin yetkisiz olup, ... Mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilerek yetkiye itirazda bulunulmuş, ayrıca davanın esastan da reddini istemişlerdir.Davalı ... Sigorta tarafından davaya karşı herhangi bir cevap verilmemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; ... Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; kasko poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.6100 sayılı HMK.'nun genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir”. Aynı Yasa'nın 7. maddesinde “Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.” hükmü, 16. maddesinde de "Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir." hükmü düzenlenmiştir.HMK'da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetkidir.Somut olayda; davalılardan .... Sigorta'nın yerleşim yeri yetki çevresinde olan .... Anadolu Mahkemelerinde dava açılmıştır. Ayrıca, davalı .... Sigorta'nın yetki itirazı olmayıp, kamu düzenini ilgilendiren bir yetki kuralı olmadığından, tensiple resen yetkisizlik kararı verilmesi de yerinde değildir.Buna göre; mahkemece, davalılar ... ve ...'un yetki itirazı red edilerek, işin esasına girilmesi gerekirken, yetkisizlik kararı verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.