MAHKEMESİ :.......Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı ..., davalı ..., davalı ........vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili; davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın neden olduğu çift taraflı trafik kazasında davacıların eşi/babaları ve destekleri olan ...'nun vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için ayrı ayrı 250,00 TL maddi tazminat ile ayrı ayrı 3.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davacılar vekili daha sonra 15.04.2002 tarihinde verdiği ıslah dilekçesi ile talep edilen tazminatlara kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini, 25.05.2010 tarihinde verdiği ıslah diklekçesi ile de maddi tazminat talebini toplam 48.126,61 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı .......... vekili; zamanaşımı süresinin dolduğunu, mahkemenin yetkili olmadığı ve kendilerinin dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davalı ... ve ... davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacılar için ayrı ayrı 218,75 TL olmak üzere toplam 875,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile davacı Satı için 2.362,50 TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 2.187,50 TL olmak üzere toplam 8.925,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ..., davalı ..., davalı ...........vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Mahkeme tarafından yapılan yargılama neticesinde uyuşmazlık hakkında karar verilirken sadece davanın tarafları hakkında karar verilir. Diğer bir anlatımla davanın tarafı olmayan kimseler hakkında karar verilmesi mümkün değildir.Somut olayda, her ne kadar ......... dosyada davalı olarak gösterilip hakkında hüküm kurulmuş ise de; ..........dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmemiştir. Dava dilekçesinde sadece ... ve ... davalı olarak gösterilmiştir. Yine yargılama sırasında davaya dahil edilmesi de istenilmemiştir. Dava konusu trafik kazası nedeniyle iflas eden Kapital ......... tarafından davacılara ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması için.........müzekkere yazılmış olup her nasılsa daha sonra ..........davalı olarak Uyap sistemine eklenilmiştir. Bu nedenle,.......... verilen hükmü temyiz etmesinde hukuki yararı vardır.Bu durumda mahkemece, davanın tarafı olmayan kimse hakkında hüküm kurulamayacağı nazara alınarak taraflar hakkında karar verilmesi gerekirken taraf olmayan ........ hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.2-HUMK'nun 275. ve devamı (HMK'nın 266. ve devamı) maddeleri gereğince, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerektiği hükmüne yer verilmiştir. Trafik kazalarında, kazaya karışan tarafların kazanın meydana gelmesindeki kusurluluk durumlarının tespiti teknik bilgi ve uzmanlığı gerektiren konulardandır.Dosya kapsamında kazaya ilişkin herhangi bir kusur raporu alınmamıştır. Bu durumda mahkemece, kaza nedeniyle düzenlenen tüm belgeler ile aynı kazaya ilişkin görülmekte olan diğer dava dosyaları ilgili yerlerden getirtilerek İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur dağılımına ilişkin tarafların itiraz ve savunmalarını karşılayacak biçimde denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.3-6100 sayılı HMK'nın 176 ve devamı maddelerinde ıslah kurumu ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 176. maddesinde, tarafların, yargılama usulüyle ilgili bir işlemini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği, ancak aynı dava içerisinde bu yola sadece bir kez başvurabileceği belirtilmiştir.Davacılar vekili tarafından verilen 15.04.2002 tarihli ıslah dilekçesi ile sadece tazminatlara faiz işletilmesi talep edilmiştir. 25.05.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile de müddeabihin değeri artırılmıştır. Mahkemece, 25.05.2010 tarihli ikinci ıslah dilekçesi geçerli sayılmamıştır.Davacılar vekilinin 15.04.2002 tarihli ilk dilekçesi faize ilişkin olup, 25.05.2010 tarihli ikinci dilekçesi ise talep edilen tazminat miktarının arttırılmasına ilişkindir. 25.05.2010 tarihli ikinci dilekçesinin konusu faizle alakalı değildir. Her iki ıslah dilekçesinin konusu farklı olduğundan artık aynı konuda yapılmış ikinci bir ıslah söz konusu değildir. Bu nedenle davacılar vekilinin 25.05.2010 tarihli dilekçesi mahkemece ikinci defa yapılmış ıslah gibi kabul edilemez.Bu durumda mahkemece, ıslahın mümkün olduğu nazara alınarak 25.05.2010 tarihli ıslah dilekçesi geçerli kabul edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.4-Bozma sebep ve şekline göre davacılar vekili, davalı ..., davalı ... ve davalı ......... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekili, davalı ..., davalı ... ve davalı Güvence Hesabı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 12/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.