MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev yönünden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı aracının karıştığı kazada hasarlandığını açıklayıp sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1483 vd. maddeleri uyarınca davaya bakma görevinin ticaret Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda dava; davalının davacı tarafından sigortalı araca çarpması neticesinde meydana gelen zararın sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenmesi nedeniyle rücuan tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus" Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı sigorta şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 28/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.