Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11967 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13109 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R- Davacılar vekili, 17.03.2009 tarihinde müvekkil ...'ın içinde bulunduğu, davalı ...'in sevk ve idaresinde bulunan ve mülkiyeti davalı ...'e ait aracın yapmış olduğu tek taraflı trafik kazası sonucu, müvekkili ...'ın yaralanarak malul kaldığını, kazanın oluşumuna davalılardan ...'in "seyir halindeki aracın direksiyona müdahale etmesinin" etkili olduğunu, kaza sonucu davalı sürücü ... hakkında .... 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/744 esas ve 2010/365 karar sayılı dosyası üzerinden kamu davası açıldığını, davalı sürücünün mahkum olduğunu, müvekkiline atfedilebilecek bir kusur olmadığını, diğer müvekkili ....'ın ise, ...'ın annesi olduğunu, kızının geçirdiği kaza ve tedavi süresince onunla ilgilenmek durumunda kaldığını, üzüntü ve endişe duyduğunu belirterek ... için 60.000 TL, .... için ise, 40.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17.03.2009 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ... vekili, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereği bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının olanaklı olmadığını, davacı tarafın avans faizi talebinin yerinde olmadığını, kazanın oluşumunda müvekkilin tam kusurlu olmadığını, kazanın diğer davalı ...'in seyir halindeki aracın direksiyonuna müdahale etmesinden kaynaklandığını, davacı tarafça talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı ... vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilin aracın sürücüsü veya maliki olmayıp müvekkili yönünden manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, öte yandan müvekkilinin talep edilen manevi tazminatı ödeyebilecek gücünün bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 5.000 TL ve diğer davacı ... Kılıç için 1.000 TL manevi tazminatın 17.03.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan birlikte alınarak, davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, (818 sayılı BK'nun 47. maddesi)6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.Belirtilen hususlar dikkate alındığında, olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur durumu,davacı ...'nın yaşı ve maluliyet durumuna göre davacılar için ayrı ayrı takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 27/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.