MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 11/11/2014NUMARASI : 2014/1950-2014/462Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, 22.04.2005 tarihinde davalı A.. Sigorta AŞ'ye sigortalı, Ş.. Y..’a ait, sürücü Ş.. Y.. idaresindeki araç ile müvekkiller S.. O.. ve D.. O..’un bisikletli küçük çocuğu M..’e çarptığını, meydana gelen trafik kazasında M.. O..’un idrar damarının koptuğunu, mesanesinin daraldığını, böbreğinin birinin % 70 diğerinin ise % 40 oranında işlevini yitirdiğini, kaza tarihinden bu güne kadar otuzdan fazla ameliyat geçirmek zorunda kalacak şekilde yaralandığını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu belirterek, davacıların uğradığı zarar için 1.000,00-TL maddi, anne ve baba için ayrı ayrı 15.000,00’er TL, çocuk için 45.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 76.000,00-TL tazminatın (manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki) davalılardan tahsilini istemiştir.Davalılar vekilleri, davanın zamanaşımı geçtikten sonra açıldığını beyanla davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia ve dosyadaki belgelere göre; kazanın 22.04.2005 tarihinde meydana geldiğini 765 sayılı TCK’nin 459/2, 102/4 maddeleri uyarınca ceza zamanaşımının 5 yıl olduğunu, davanın 09.01.2013 tarihinde açıldığını bu nedenle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK'nin 109/1.maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Maddenin özellikle 2. fıkrasında "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa" ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3.kişi) yapmış olduğu fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağı ifade edilmiştir. Somut olayda, kaza 22.04.2005 tarihinde meydana gelmiştir. Davacı M.. O.. 01-08.08.2005, 02-12.12.2005, 27.04.2006-04.01.2007, 29.01.2007-29.02.2007, 24-27.09.2009, 27-30.10.2010 tarihleri arasında birden fazla ameliyat geçirmiştir.Mahkemece davacı M.. O..'un trafik kazası nedeniyle yaralanmasına ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma evrakındaki adli raporları ile tüm tedavi evrakı getirilerek, dosyada bulunan tedavi belgelerine göre ameliyatların maruz kaldığı trafik kazasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, trafik kazasında kaynaklanmış ise en son geçirdiği ameliyatın tarihinin ne olduğu, kaza nedeniyle maluliyeti bulunup bulunmadığı, zarar ve boyutunun kesin olarak tarihin belirlenmesinden sonra davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığının bu verilere göre değerlendirilmeli, eğer zamanaşımı süresinin dolmadığı kanaatine varılır ise, bu durumda Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin (kazanın) gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü'ne göre sürekli işgöremezlik raporu alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 11/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.