MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davalılar vekillerince temyiz edilmiş, davalılar....... vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 10.11.2015 Salı günü davacılar vekili .......ile davalılar ....... geldiler Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü. -K A R A R-Davacılar vekili; müvekkillerinin desteği .....'nin davalı ......'nin kullandığı motosiklette yolcu olarak bulunduğu sırada davalı İlhan'ın kullandığı kamyonla çarpışması sonucu 29.06.2009 tarihinde meydana gelen kazada hayatını kaybettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davacı anne ......için 300 TL, baba ...... için 200 TL, kardeş ....... için 500 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile anne ve baba için ayrı ayrı 25.000 TL, kardeş için 30.000 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi maddi tazminattan poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili; müvekkilinin poliçe limiti ve sigortalısının kusuru oranında temerrüt tarihinden itibaren zarardan sorumlu olacağını öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.Diğer davalılar vekilleri davanın reddini istemiştir.Mahkemece, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak suretiyle; davacı ..... için 300 TL,..... 200 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı sigorta şirketinin limitle sınırlı olarak dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulmasına, davacı .....'ın maddi tazminat davasının reddine, her bir davacı için ayrı ayrı 20.000'er TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar ....... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar ...... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, davacıların desteği ......'nin kaza sırasında kask takmadığı ve davalı ......'nin sürücüsü, ......ın işleteni olduğu motosiklette hatır için taşındığı anlaşılmaktadır. Manevi tazminatın değerlendirilmesinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan somut olayda; olayın meydana geliş şekli, desteğin kaza sırasında kask takmayarak meydana gelen sonucun ağırlaşmasına sebebiyet verdiği, hatır taşıması yapıldığı hususları ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında davacılar için hükmedilen manevi tazminatların fazla olduğu, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde her bir davacı için bir miktar daha az manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.3-818 sayılı BK.'nun “ceza hukuku ile medeni hukuk arasında münasebet” başlıklı 53. maddesi: “Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.” hükmünü içermektedir.Görülmektedir ki, ceza mahkemesinin “delil yetersizliğine dayanan beraat kararının” hukuk hâkimini bağlamayacağı, ancak beraat kararı bir maddi olguyu tespit ediyorsa bu kararın hukuk hâkimini bağlayacağı, beraat kararı suçun sanık tarafından işlenmediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayanıyorsa, bu kararın hukuk hâkimini de bağlayacağı, bundan başka kusurun takdiri ve zararın miktarını tayini hususundaki kararın hukuk hâkimini bağlamayacağı hüküm altına alınmıştır (....., Borçlar Kanunu Şerhi, C. 1, s. 844). Bu durumda, ceza mahkemesi kararının kusurun varlığı ve zarar miktarının belirlenmesi konusunda hukuk hakimini bağlamayacağı kuşkusuzdur. (HGK, 10.12.1975 gün ve 1975/11, 406 E., K; 25.11.1983 gün ve 1983/4-261, 1220 E., K. sayılı ilamları).Böylece, kural olarak hukuk hâkimi ceza yasasındaki hükümlerle ve ceza hâkiminin kararıyla bağlı tutulmamış; BK’nun 53. maddesi ile bağımsızlık ilkesi benimsenmiştir (......, Tazminat Hukuku, 1996, s. 437 vd.). Ne var ki, hukuk hâkiminin yukarıda açıklanan bu bağımsızlığı sınırsız değildir.Hukuk hâkiminin kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı olmadığı ancak aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak alınan maddi olgularla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusunda tamamen bağlı olacağı gerek öğreti gerekse de yargısal uygulamada istikrarla kabul edilmektedir.Hal böyle olunca, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (HGK, 24.12.2014 gün ve 2014/4-846 E., 2014/1091K).Davaya konu kaza ile ilgili olarak .......Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/311-2010/12 sayılı dosyasında, taksirle ölüme ve yaralamaya neden olmak suçundan suçundan yargılanan davalı sürücü .....'ın, Adli Tıp Kurumu ve Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik heyeti raporlarına göre kusuru bulunmadığından beraatine karar verildiği ve hükmün Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 15.07.2013 tarihli ilamıyla onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.O halde, davalı sürücü ....'ın dava konusu olayda kusurunun bulunmadığı kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile sabit olup, eldeki davada alınan bir kısım raporla örtüşmüş olup oluşada uygundur. Böylece meydana gelen zararla davalının fiili arasında illiyet bağı kesildiği kabul edilerek mahkemece, davalı sürücü ......, işleten .....ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olan davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..... vekilinin; (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar .....vekili ile davalı ......vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ..... 10.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.