MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, davalının sürücüsü olduğu ve zorunlu trafik sigortası bulunmayan aracın tam kusurlu olarak yaptığı ölümlü kaza sonucu dava dışı ...’e vefat eden mirasçıları .... için 60.000,00 TL, .... için 10.072,00 TL, ... için 10.072,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 30.07.2008 tarihinde müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalındığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ödenen 80.144,00 TL tazminatın ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, 2 yıllık zamanaşımının dolduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile, 80.144,00 TL tazminat miktarının 30/07/2008 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'ndan alınarak davacı ... AŞ'ye verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ... tarafından üçüncü kişiye ödenen destekten yoksun kalma tazminatının rücuen tahsili istemine ilişkindir. 2918 Sayılı KTK.’nun 109/4. maddesinde motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu haklarının, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, davacı ... tarafından 01/07/2007 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle dava dışı şahsa 30.07.2008 tarihinde ödeme yapılmış, dava ise 12.03.2012 tarihinde açılmıştır. Ödenen tazminatın araç sürücüsü olan davalıya rücu edilmesi amacıyla açılan eldeki dava, ödeme tarihinden itibaren iki yıllık süre geçtikten sonra açılmış ve davalı tarafça süresinde zamanaşımı definde bulunulmuş olduğundan, mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği halde, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.