Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11730 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 21839 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili davalı borçlu ...’ün alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dünürü olan davalı ...’e 15.9.2012 tanzim 15.9.2012 vadeli 200.000 TL senet verdiğini, anılan senedin 17.12.2012 tarihinde 2012/7509 sayılı dosyası ile takibe konulduğunu belirterek davalılar arasındaki muvazaalı senet ve bu senede dayalı olarak yapılan takibe ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı borçlu savunma yapmamıştır.Davalı ... vekili, aciz belgesi sunulmadığını, takip konusu senedin 2008 yılında borçluya verilen 2.000 gram altın karşılığı düzenlendiğini, tasarrufun borçtan önce yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan önce yapılmış olması nedeniyle ön koşul yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece de belirlendiği gibi bu tür davaların dinlenme koşullarından biri iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olmasıdır.Somut olayda takip konusu borç 31.12.2012 ve 30.1.2013 keşide tarihli çeklere dayalı olup iptali istenen 17.12.2012 tarihinde başlatılan muvazaalı olduğu iddia edilen takipten sonra görünmektedir. Ancak ticari hayatta çeklerin de bonolar gibi vadeli kullanıldığı bilinen bir gerçektir. Davacı vekili takip konusu çeklerin vadeli düzenlendiğini beyan ettiğinden ve 31.12.2012 keşide ve ibraz tarihli çekin üç ciro gördüğü de dikkate alındığında davacı vekiline takip konusu çeklerin düzenlenmesine ilişkin temel ilişki konusunda delillerin sunması için süre verilmesi bu konuda bildireceği delillerin toplanması gerektiğinde takip konusu çeklere ilişkin temel ilişki yönünden borcun doğumuna ilişkin davacı ve davalı borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. Kabule göre de dava ön koşul yokluğu nedeniyle reddedildiğinden AAÜT’nin 7/2 maddesi gereğince davalı ... lehine maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri de doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.