Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11702 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14256 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R -Davacı vekili, davalının maliki olduğu ... plakalı aracın ehliyetsiz sürücü ...'ın sevk ve idaresindeyken ... plakalı araç ile çarpıştığını, müvekkilinin kazada ölen şahsın ailesine 30.03.2011 tarihinde 8.560,19 TL tazminat ödediğini, kazanın davalının maliki olduğu aracın şoförünün kusuru sonucu meydana geldiğini, davalının maliki olduğu araç sürücüsünün ehliyeti olmayıp davalının bu duruma göz yumarak aracı sürücünün sevk ve idaresine verdiğini belirterek davalı hakkında ... 2. İcra Müdürlüğünün 2012/1472 takip sayılı dosyası ile başlatılan takibe karşı yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, ... plakalı aracın kendi adına kayıtlı olduğunu, bu kaza sonrası hurdaya çıktığı için sattığını, olay tarihinde oğlu ...'ın kendisinden habersiz bir şekilde aracı alıp trafiğe çıktığını, kendisinin o tarihte ehliyetinin olmadığını, ayrıca meydana gelen trafik kazası sonucu ...'un vefatı nedeni ile oğlu hakkında ... 4. Asliye Ceza Mahkemesine açılan davada oğlunun beraat ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, ehliyetsiz sürücünün sebep olduğu trafik kazasından kaynaklanan rücuen maddi tazminat istemine ilişkin icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.Borçlar Kanunu'nun 53. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 74. maddesi) ve yerleşik Yargıtay uygulaması uyarınca, hukuk hâkimi, ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ve beraat kararı ile bağlı değil ise de, maddi olgulara ilişkin kararlarıyla bağlıdır. Bu açıdan hukuk hakimi sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı veya eylemin hukuka aykırılığını ve fâilini belirleyen mahkumiyet kararı ile bağlıdır. Somut olayda mahkemece, kusur konusunda ayrıca rapor alınmaksızın ceza dosyasındaki kusur durumuna göre hüküm kurulmuştur. Ceza dosyasında keşif suretiyle alınan 29.11.2010 tarihli ilk bilirkişi raporunda sanık konumundaki her iki sürücüye de kusur izafe edilmiş, ... Dairesinden alınan 27.12.2011 tarihli sonraki raporda ise sigortalı aracın ehliyetsiz sürücüsü sanık ... müteveffanın ölümüne etkenlik arzedip etmediği hususu ihtimalli olarak değerlendirilmiş ve raporun sonuç kısmında, sürücü sanıkların kusur durumları yine ihtimalli şekilde belirlenmiş olup ceza mahkemesince bu ihtimallerden sanık ... kusursuz olduğu ihtimali kabul edilerek bu doğrultuda ... hakkında beraat kararı verilmiştir. Hukuk Mahkemesi, Ceza Mahkemesinde kesinleşen maddi olgu ile bağlı ise de, maddi olguya göre belirlenen kusur oranı hukuk hakimi için bağlayıcı değildir.O halde, mahkemece, ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporlarının da irdelendiği, tüm dosya kapsamı ile olayın oluş şekline göre tarafların olaydaki kusur durumlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden üniversitelerin konusunda uzman trafik kürsüsünden seçilecek bilirkişi heyetinden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık şekilde bir rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.