MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacı vekili, davalı ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmaz ile .... plaka sayılı aracını muvazaalı olarak diğer davalı kızı ...'ye devrettiğinden bu muvazaalı işlemin iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı ..., mal kaçırma kastının bulunmadığını, hasta olduğunu ve kızının kendisine bakması nedeniyle mallarını kızına devrettiğini, muvazaa sözkonusu olmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Davalı ..., davaya konu babasına ait evin tadilata ihtiyacı olduğunu, babasının maddi gücünün bulunmadığını, eşinin bu tadilatı evin kendisine devri şartı ile kabul ettiğini, bu nedenle evin ve dava konusu aracın da babası tarafından kendisine devredildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, icra takibine konu olan bononun düzenleme tarihi gözetilmek suretiyle borcun doğum tarihinin tasarruf tarihinden önce olduğu, aciz vesikası bulunduğu, davalıların baba-kız ve yapılan işlemin bağış olduğu, davalı ...'in borcunu ödememe kastının bulunduğu gerekçeleri ile davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tapuya tesciline, yine .... plaka sayılı aracın tescil kaydının iptali ile davalı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür iptal davalarında amaç, borçlunun haciz veya iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Burada dava, taşınmazın aynına yönelik ayni bir dava olmayıp, alacağın tahsiline yönelik şahsi nitelikte bir davadır. İİK'nın 283/1.maddesinde davacının iptal davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını elde edeceği, davalı 3.kişi üzerindeki kaydın tashihine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceği hükme bağlanmıştır. Mahkemece bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde diğer davalı ... adına olan tapu kaydı kaydının iptali ile borçlu adına tesciline karar verilmiş ise de bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...'ın temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının birinci bendinin 1 numaralı alt bendindeki “Dava konusu... adına TAPUYA TESCİLİNE,” ve 2 numaralı alt bendindeki “Dava konusu ........ davalı ... adına tesciline,” ibarelerinin tamamen hükümden çıkartılarak yerine 1 numaralı alt bent olarak "Dava konusu ... Mahallesinde kain 22 parsel sayılı, kargir ev ve tarla vasfında taşınmazın davalı ...'ya bedelsiz olarak bağışlanması ve yine dava konusu .... plaka sayılı aracın davalı ... adına tesciline ilişkin tasarrufların iptali ile takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olacak şekilde davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesine" ibaresinin yazılmasına, bent numaralarının düzeltmeye uygun olarak yeniden teselsül ettirilmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine 19/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.