Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11611 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14492 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -KARAR-Davacılar vekili; davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısı oldukları aracın kusurlu şekilde davacıların murisine çarptığını, kazada vefat eden çoçuklarının desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek davacı anne ... için 10.000,00 TL destekden yoksun kalma tazminatının haksız fiil tarihi olan 16.04.2010 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte bütün davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müteveffanın babası ve annesi için 40.000,00 TL'şer, kardeşleri için 20.000,00 TL'şer olmak üzere toplam 120.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... şirketi dışındaki davalılardan haksız fiil tarihi olan 16.04.2010 tarihinden itibaren müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili 07.01.2014 tarihli dilekçe ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava değerini 24.300 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı ... şirketi vekili; davalı şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirmiş olduğunu, sigortalı aracın kusurlu bulunması ve ek ödeme yapmasına karar verilmesi durumunda davalı şirket tarafından yapılan ödemelerin de değerlendirmeye alınarak sorumluğunun azami limit ile sınırlı olacağını, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı ...; duruşmadaki beyanında davayı kabul etmediğini, kendisinin olayda herhangi bir kastının ya da kusurunun olmadığını, olaydan sonra davacı tarafa 10.000,00 TL tazminat ödediğini belirterek davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ...; duruşmadaki beyanında davayı kabul etmediğini, kendisinin de olayda herhangi bir kastının ve kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı ... Ve ...'ın maddi tazminat davasının kabulü ile, 24.300 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren (16.04.2010) işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı ... şirketi poliçe limiti ile sorumlu ve sigorta şirketi açısında faiz başlangıç tarihi 01.07.2010 olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılar ... ve ...'a verilmesine; davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile davacılar ... ve ... için 5.000,00'er TL, davacı ... ve ... için 2.000,00'şer TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere göre davalı ... vekilinin tüm ve davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve davalı sürücünün asli oranında kusurlu olması gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.Belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için ayrı ayrı takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.3-Davalı ... şirketi davalıların aracının zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. 2918 sayılı KTK.'nun 99/1. maddeleri ile ZMSS poliçesi Genel Şartlarının B.2. maddesi uyarınca rizikonun belge ve bilgileri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Bu sebeple usulüne uygun bir başvuru yapılıp, yasada belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısıyla temerrütünden söz edilemez. Eğer başvuru yoksa dava tarihinden itibaren faiz işletilmelidir. Somut uyuşmazlıkta, davacılar vekilinin ödeme tarihinden önce davalı ... şirketine bir başvurusu olduğu dikkate alınarak temerrüt tarihinden itibaren davalının faizle sorumlu tutulması gerekirken kısmi ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm ve davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.436,25 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 19/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.