Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11559 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7690 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin murisi ...'in 22/04/2011 tarihinde ... Bankası Şubesinde içeriğine etki edemediği ve edemeyeceği, daha önceden matbu olarak hazırlanmış bireysel kredi sözleşmesi ile 21.096,85 TL geri ödemeli 15,000 TL tüketici kredisi aldığını, davacı murisinin kullandığı tüketici kredisi bedelinin davalı banka ile bağlı ortaklık olarak ticari faaliyet yürüten .... Sigorta A.Ş (Halk Emeklilik) tarafından bireysel kredi sözleşmesinin 11. maddesi uyarınca kredi hayat sigortası ile prim karşılığında sigortalandığını, bu hususun müvekkil murisine hukuki zorla dayatılarak yapılmış bir işlem olduğunu, davacı murisinin aynı zamanda davalı banka aracılığı ile prim karşılığında sigortalanmış olduğunu, davacı murisinin aynı zamanda davalı banka aracılığı ile eşinden dul maaşı alan biri olduğunu, 29/08/2011 tarihinde davacı murisi ...’in ... Hastanesinde doğal ölüm sonucu vefat ettiğini ve rizikonun gerçekleştiğini, bu tarihe kadar davalı bankaya ilk beş taksit tutarı 1.790,65 TL’nin ödenmiş olduğunu, davacının .... Sigorta A.Ş 'ye müracaatla sigorta sözleşmesi gereği ödenen taksit bedellerini tarafına iadesini ve kalan taksit bedellerini bankaya ödenmesini talep ettiğini, ancak .... Sigorta’nın soru formunda kasıtlı olarak kişinin sağlığı ile ilgili yanlış bilgi verdiği gerekçesi ile bu talebi geri çevirdiğini, .... Bankası Şubesinin de davacıya ödenmeyen kredi taksitleri sebebi ile sözleşme hükümlerince temerrüde düşüldüğü gerekçesi ile bu taksitlerin tamamının ödenmesi için ... Noterliğinin 04/12/2011 tarih ve 3518 yevmiye nosu ile ihtarname göndermiş olduğunu, bunun neticesinde davalı bankaya ödenmeyen kredi taksitleri tutarı ve faizleri olmak üzere toplam 15.500 TL’nin ödendiğini, bankanın kendi alacağı için basiretli bir tacir gibi davranmayıp sigorta şirletine başvurmadığını ve dava açmadığını, muris ciddi bir hastalığı olduğu için bu durumun kendisinden gizlenmesinin doğal olduğunu, bu nedenle de kişinin kendisini sağlıklı hissetmesi ve bilmesi, bu duruma göre de beyanda bulunmasının normal olduğunu belirterek 17.290,65 TL bedelin 07/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek sözleşme hükümlerinde belirtilen faiz cinsi ve oranı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı ... A.Ş vekili davacının murisinin 3 yıldır kanser hasatalığı olduğu halde bunu bilmemesinin mümkün olmadığını, doğru beyan yükümlüğünün ihlal edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı ...Ş vekili; davalı banka açısından husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.Mahkemece; toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, murisin hastalığının teşhisi üzerinden 3 yıl kadar bir zaman geçmesine ve bu süreçte sürekli tedavi görmesine rağmen hastalığını bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu sebeple doğru beyanda bulunma yükümlülüğünü ihlal etmiş olduğu gerekçesiyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 4,90 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 15.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.