Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11524 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18684 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava dışı ...'den olan alacağını diğer davalı ...'e temlik ettiğinden bu tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili, müvekkili Ramazam'ın davacı bankadan zirai kredi kullandığı ancak ürünün zarar görmesi nedeni ile borçlarını ödeyemediğini, bunun üzerine diğer davalı ...'den borç aldığını, ancak bu borcun da ödenememesi nedeni ile ....'den olan alacağın temlik edildiğini, muvazanını olmadığını ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, borçlu hakkındaki icra takibi devam ederken borçlunun ....'den olan 43.613,52 TL olan alacağını yakın arkadaşı olan diğer davalı ...'e temlik ettiği, Kadir'in borçlunun durumunu bilen ve bilmesi lazım gelen şahıslardan olduğu bahisle davanın kabulüre karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Somut olayda, davacı alacaklı tarafından sunulmuş bir aciz belgesi olmadığı gibi dava dayanağı takip dosyasından İİK'nun 105.maddesinde belirtildiği şekilde yapılmış bir haciz de bulunmadığı gibi İİK'nun 143.maddesinde belirtilen aciz belgesi de yoktur. Öte yandan Bankacılık Kanununun Geçici 13.maddesine göre aciz belgesinin aranmama koşulu ancak 26.12.2003 tarihinden önce verilmiş krediler için geçerli olup, takip konusu kredi bu tarihten sonra 20.05.2010 tarihinde verildiğinden, davacı alacaklı bankanın aciz belgesi ibraz zorunluluğu bulunmaktadır.Bu durumda, davanın aciz hali ispatlanmamış olduğundan davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 13.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.