Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11487 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 24715 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın maddi tazminat talebi yönünden kabulüne, manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... Hesabı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R- Davacılar vekili, davalılardan ...'a ait ve sürücü müteveffa Murat Dobaç yönetimindeki aracın yaptığı tek taraflı kazada davacıların oğlu ...'in vefat ettiğini, kazada araç şoförünün tam kusurlu olduğunu, araç maliki ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi olmadığından dolayı Karayolları Trafik Garanti Fonunun maddi tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, vefat eden ....'in 19 yaşında olup Üniversite 1. sınıf öğrencisi olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik baba ... için 500,00 TL, anne ... için 500,00 TL ve 500,00 TL cenaze gideri olmak üzere şimdilik 1.500,00 TL maddi tazminatın davalılardan Güvence Fonu yönünden dava tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile birlikte tazminine, davacılar için toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın sadece davalı sürücü ... yönünden olay tarihi itibariyle yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini toplam 49.140,36 TL ye çıkarmıştır.Davalı ..., kardeşi .... aracını kendisinden habersiz aldığını, kardeşinin ehliyeti olmadığını ve pazarcılık yaptığını, kendisinin kusuru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davacı ... Hesabı vekili, tarafların kusur durumlarının tespiti gerektiğini, müteveffanın ölmeden önceki kazanç durumunun belgelerle ispatının zorunlu olduğunu, müteveffanın ölümü ile davacıların uğradığı destek zararının bulunmadığını, Güvence Hesabından reeskont faizi talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı ... ve ...'in maddi tazminat talebinin kabulü ile 25.070,18'er TL maddi tazminatın davalı ... açısından kaza tarihi olan 09/07/2013 tarihinden itibaren, diğer davalı ... açısından dava tarihi olan 20/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacılar ... ve ...'in manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 15.000,00'er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'tan tahsili ile bu davacılara verilmesine, davacı ...'in manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'tan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... Hesabı vekilince temyiz edilmiştir.1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davalı vekili yargılama aşamasındaki savunmasında, desteğin sigortalı araçta hatır için taşındığını ileri sürerek belirlenecek zarardan indirim yapılması gerektiğini bildirmiştir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK.’nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim, tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. O halde mahkemece, bu savunma üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması gerekmekte olup davalının savunmasına itibar edilmeyerek hatır taşımasına ilişkin savunmanın verilen karar yerinde tartışılmayarak hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.2-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 52. maddesine (818 sayılı BK 44) göre zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.Somut olayda, sürücü müteveffa .... ehliyetinin bulunmadığı kaza tutanağında belirtilmiştir. ....'ın kaza anında ehliyetsiz olduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve trafik mevzuatı uyarınca ehliyeti olmayan sürücülerin araç kullanması yasaktır. Zira ehliyeti olmayan kimsenin gerekli eğitimleri almaması sebebiyle tehlikeli bir şekilde araç kullanma ve hata yapma riski yüksektir. Ehliyetsiz olduğu bilinen bir sürücü idaresindeki araca binilmesi zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet vermektedir. Bu durumda mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 52. maddesi (818 sayılı BK 44) gereğince desteğin müterafik kusuru olup olmadığı araştırılmak ve müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılması hususu tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususun değerlendirilmemiş olması doğru görülmemiştir.3-Davalı vekilinin, destekten yoksun kalma tazminatı hesabına ilişkin temyiz nedenleri ile ilgili olarak;Somut olayda;a-Dosyada mevcut öğrenci belgesinden,destek...Teknolojileri Bölümü 1.sınıf öğrencisi olduğu anlaşılmıştır. Aktüerya bilirkişisinin, desteğin üniversite öğrencisi olup 25 yaşına kadar eğitim hayatının devam edeceği ve mezun olduktan sonra da belli bir süre sonra iş bularak çalışmaya başlayabileceği hususları değerlendirilmeden kaza tarihinden itibaren tazminat hesabı yapılması doğru görülmemiştir.b-MK'nun 185. madde hükmü gereğince, anne-baba birlikte çocukların bakımından sorumludur, aynı yasanın 327.maddesinde ise “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır” denilmektedir.Her baba ve annenin çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi gerekmektedir. Somut olayda destek ... her ne kadar 19 yaşında ise de vefat tarihinde üniversite 1. sınıf öğrencisi olduğu sabittir. Üniversite eğitim süresinin sonu kabul edilen 25 yaşına kadar yetiştirme gideri mahsubu yapılmadan hesaplanan tazminata hükmolunması doğru görülmemiştir. c-Destek, olay tarihinde 19 yaşında olup, askerlik çağına geldiğinde askerlik vazifesinin de zorunlu olduğu gözetilerek, askere gideceğinin ve bu dönemde gelir elde edemeyeceğinin göz önünde bulundurulması gerekirken, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönde herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması doğru görülmemiştir.Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, aktüerya raporunu düzenleyen önceki bilirkişiden, desteğin üniversiteden mezun olup işe başlama zamanına kadar geçecek süre, askerlik yapacağı dönem ve üniversite eğitiminin sonuna kadar ana babası tarafından yapılacak yetiştirme giderleri de değerlendirilerek, bu duruma göre tazminat hesaplanması yapılması hususunda ayrıntılı ve denetime elverişli bir ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda 1, 2 ve 3 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... Hesabı vekilinin tüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Hesabına geri verilmesine 13/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.