Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11434 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 21375 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu şirket aleyhine icra takibi yaptıklarını, menkul ve gayrimenkul mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları için ilgili yerlere müzekkerelerin yazıldığını, borcu karşılayacak haczi kabil mal bulunmadığına dair haciz tutanağının mevcut olduğunu, davalı borçlu şirketin mesken nitelikli taşınmazını rayiç değerinin çok altında davalı ...'a, bu davalının da aynı bedelle diğer davalı ...'a devrettiğini, devirlerin mal kaçırma amaçlı olduğunu belirterek tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket vekili duruşmalarda, yetki itirazı ile araç hacizlerinin bulunduğunu, dolayısıyla aciz vesikasını kabul etmediklerini bildirmiş, davalı ... vekili ise, şirket vekili beyanlarına katıldıklarını belirtmiştir. Davalı ... vekili, yetki itirazı ile iyiniyetli olarak kira geliri elde etmek amacıyla taşınmazın rayiç değerinden alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, borçlu şirket hakkında icra dosyasından haciz konulan araçlar ile dava dışı şirket yetkilisi kefil ...'ya ait taşınmaz ve yine ...'nun merkezi kayıt kuruluşundaki alacaklı olduğu bedel üzerinde haciz işlemlerinin gerçekleştirildiği belirtilerek, kesin veya geçici aciz vesikası mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. İptal davasının koşullarından biri alacaklının elinde kesin (İİK.143) veya geçici (İİK.105/II) aciz belgesinin bulunması gerektiğidir. Kesin veya geçici aciz vesikasının bulunması, iptal davası için ön koşul ise de bunun davanın açılmasından önce alınması zorunlu değildir. Davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi, temyiz aşamasında ve hatta bozmadan sonra karar düzeltme aşamasında bile alınıp ibraz edilmesi yeterlidir. Ayrıca borçlunun hacze kabil malının bulunmaması halinde durumu tespit eden haciz zaptı, geçici aciz belgesi niteliğinde kabul edilebilir. Mahkemece kesin veya geçici aciz vesikasının sunulmadığı, borçlu hakkında icra dosyasından haciz konulan araçlar ile dava dışı şirket yetkilisi ...'ya ait taşınmaz ve merkezi kayıt kuruluşundaki alacaklı olduğu bedel üzerinde haciz işlemlerinin gerçekleştirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve toplanan deliller varılan sonuç için yeterli değildir. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 02.03.2005 gün, 2005/15-100-119 sayılı kararına göre, borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyorsa, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmiş ise, bu durumu tespit eden haciz tutanağı geçici aciz vesikası niteliğindedir. Somut olayda, borçlu şirket ile dava dışı şirket yetkilisi kefil ... aleyhine icra takibine girişildiği, 23.03.2009, 10.07.2009 ve 09.12.2009 tarihlerinde hacze gidildiği, 23.03.2009 ve 10.07.2009 tarihli hacizlerde adreslerin terk edildiğinin tespit edildiği, şirketin ticaret sicil memurluğunda kayıtlı adresinde 09.12.2009 tarihinde yapılan hacizde ise, borçlulara ait haczi kabil mala rastlanmadığının haciz tutanağı ile belirlenmiş olduğu, bununla birlikte, borçlu davalı şirkete ait olduğu bildirilen beş adet araçtan üç adedinin haczedildiğine ilişkin belgeler icra dosyasında bulunmakla, haczedilen bu üç adet araç (bu araçlar üzerinde rehin ve davacı haczinden önce onbeşin üzerinde farklı takip dosyasından haciz bulunmaktadır) ile dava dışı şirket yetkilisi kefil ...'nun haczedilen taşınmazı ve Merkezi Kayıt Kuruluşu ...de iştirak haczi uygulanan alacağının bulunduğu icra dosyası kapsamından anlaşılmakta olup, sözkonusu araçlar ve taşınmazın kıymeti ile merkezi kayıt kuruluşundaki alacak miktarının borca yetip yetmediği hususunun hacizlerin bulunduğu sıralar da gözetilmek suretiyle araştırılması, varsa davacının delillerinin toplanılarak değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 12.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.