MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, davalı gerçek kişilerin işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, davacıların oğlunun sürücüsü olduğu motorsiklete çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını ve manevi olarak da zarar gördüklerini, davalı aracının trafik sigortası bulunmadığından, davalı Güvence Hesabının da maddi zarardan sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı Güvence Hesabı sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla, 5.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının ve her bir davacı için 25.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalı Güvence Hesabı vekili, kaza tarihinde geçerli olan teminat limiti ile sınırlı olarak ve kusur oranında zarardan sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı ... vekili, ceza davası sonucunun beklenmesi ve keşif yapılarak kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, istenilen tazminatların fahiş olduğunu, davalıya ait aracın rızası dışında kullanımı sırasında kazanın meydana geldiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; ceza yargılamasında davalı sürücünün kusursuz olması nedeniyle beraatine karar verildiği ve bu kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 53. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 74. md.) gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir. Somut olayda; ceza yargılamasında, trafik bilirkişisinden alınan raporda, davalı sürücünün asli kusurlu ve davacıların desteğinin tali kusurlu bulunduğu; ... Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda ise, olayda şerit ihlali yapan tarafın kim olduğunu tespit edemedikleri belirtilerek, şerit ihlali yapan tarafı belirlemenin mahkemenin takdirinde olduğu ifade edilmek suretiyle iki ihtimalli kusur tespiti yapıldığı; ceza mahkemesi tarafından, olay tanığı bulunmaması ve sanığın şerit ihlali yapmadığı yönündeki savunmasının aksine delil bulunmadığından sanığın (davalı sürücünün) beraatine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği görülmektedir. Ceza mahkemesi tarafından, davaya konu kazada şerit ihlali yapan tarafın, yani maddi olgunun tespitinin yapılamadığı, sanığın (davalı sürücünün) savunmasının aksine delil bulunamadığı gerekçesiyle kusursuz olduğu kabul edilerek beraat kararı verildiğine göre; kusur temelinde verilen ceza mahkemesi kararının, hukuk hakimini bağlamayacağı açıktır. Bu durumda mahkemece, yukarıda ifade olunan nedenlerle, ceza mahkemesinin kusura ilişkin kesinleşmiş kararı ile bağlı olunmadığının gözetilmesi; mahallinde, konusunda uzman bilirkişi heyetiyle keşif yapılması ve tarafların tanıklarının keşif mahallinde dinlenilmesi suretiyle, tüm dosya kapsamına göre ve davalı sürücünün kullanımındaki aracın tır olması, desteğin sürücüsü olduğu aracın motorsiklet olması, araçların hacimleri ile işletilme tehlikeleri arasındaki açık orantısızlık, kaza mahallinin yerleşim yeri içi ve iki yönlü yol oluşu, araçların çarpışma noktalarının yolun virajlı kısmı oluşu hususları da dikkate alınarak, kazadaki tarafların kusur durumlarının belirlenmesi konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle, yazılı olduğu biçimde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 12/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.