MAHKEMESİ : 2. Asliye TicaretTaraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, davacıların babası/eşi olan ...'a çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacıların ölenin desteğinde yoksun kaldıklarını ve manevi olarak da zarara uğradıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00 TL. maddi tazminat ile her bir davacı için 25.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.Mahkemece, davalı ...'ın sürücüsü, davalı ...'ın işleteni olduğu aracın, trafik sigortacısı olan ... A.Ş. aleyhine davalılar ile birlikte açılan davada tefrik kararı verilerek; ihtilafın, davalıların haksız fiil sorumluluğu ve işletenin sorumluluğu esasına dayandığı, tarafların tacir olmadığı ve ticari işletmelerini ilgilendiren bir uyuşmazlık olmadığından Davanın ticari dava niteliği taşımadığı ve davada Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.Bilindiği gibi asliye mahkemeleri, Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak ikiye ayrılır. Asliye Ticaret Mahkemeleri, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevine giren ticari davaların çözümlendiği mahkemelerdir.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevine giren işler dışında kalan tüm uyuşmazlıklar, Asliye Hukuk Mahkemesi'nce çözümlenir. Hangi davaların ticari dava olduğu TTK'nun 4. maddesinde sayılmıştır. Bundan başka, bir yerde ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve TTK'nun 4. maddesi gereği ticari sayılan davalara, Asliye Ticaret Mahkemesi'nde bakılacağı düzenlenmiştir (TTK'nun 5/II md).Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk "davalarının" ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan "davalara", ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.Türk Ticaret Kanunu'nun 3. maddesinde, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” düzenlemesi benimsenmiştir.Türk Ticaret Kanunu'nun 1401-1520. maddelerinde Sigorta Hukuku'nun düzenlendiği, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun “zorunlu sigortalar” başlıklı 13. maddesinde de sorumluluk sigortalarına ilişkin düzenleme yer aldığı görülmektedir.Türk Ticaret Kanunu'nun 1483 ve devamı maddelerinde “zorunlu sorumluluk sigortaları” düzenlenmiştir.Bir hukuki işlemin veya fiilin Türk Ticaret Kanunu'nun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 30. maddesinde usul ekonomisi ilkesi düzenlenmiş, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Aynı kanunun 57. maddesinde "ihtiyari dava arkadaşlığı"na yer verilmiş; 166/4. maddesinde "davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı varsayılacağı" hükmüne yer verilmiştir. Yukarıda açıklanan kanun hükümlerine göre hangi davaların birlikte görüleceği ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 61. maddesi ise, "Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır" düzenlemesine yer vermiştir.Somut olayda; davanın, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davanın Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açıldığı, bu mahkeme tarafından görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderildiği, bu mahkeme tarafından davalı ... A.Ş. aleyhine açılan dava yönünden dosyanın tefrik edildiği, eldeki davanın ise araç işleteni ve sürücüsü aleyhine devam ettirilerek Asliye Hukuk Mahkemesi'ne görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır.Her ne kadar dosya, ... A.Ş. yönünden tefrik edilmiş ise de, davalı ... Sigorta A.Ş. ve araç işleteni ile sürücüsü olan davalılara karşı birlikte açılan ancak sonrasında tefrik edilen davalar arasında KTK'daki düzenlemelere göre de bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, usul ekonomisi ve daha isabetli bir karar verilmesi açısından, davanın tefrik kararı verilmeksizin Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gözetilmeden, usul ekonomisine aykırı olarak yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 12/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.