MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, davacılar murisinin sürücüsü oduğu motorsiklete çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını, davalıya yapılan ihbara rağmen ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı ... için 9.000,00 TL. ve Damla için 1.000,00 TL. tazminatın 13.02.2013 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 14.01.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, davacı eş Nursen için taleplerini 137.714,29 TL'ye yükseltmiştir. Davalı vekili, davacıların kusuru ve zararı ispat etmek zorunda olduğunu, poliçe limitiyle sınırlı olarak zarardan sorumlu olduklarını, avans faizi talebinin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 137.714,29 TL. tazminatın, 13.02.2013 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacı ...'nın tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle desteğin tazminat hesaplamasına esas gelirinin belirlenmesinde, net ücretinin esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin (2 ve 3 nolu) kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.Destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesinde, ölenin son gelir durumu ile birlikte, muhtemel yaşam süresinin ve bu sürenin ne kadarında aktif çalışma hayatının devam edeceği, ne kadarında pasif dönemde bulunacağının tespiti önem arzetmektedir. Davacılar, desteğin memur olarak çalıştığını belirtmişler; mahkemece hükme esas alınan aktüerya uzmanı bilirkişinin raporunda, desteğin aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılmıştır. Davacılar tarafından yapılan itiraz üzerine düzenlenen, 11.03.2014 tarihli ek raporda ise, memur olan desteğin aktif çalışma yaşı sonunun 65 yaş olarak kabulü için bir neden bulunmadığı, memur kişiler için öngörülen 65 yaş sınırının mutlak olmadığı ve 60 yaşın aktif çalışma yaşı sonu olarak kabul edildiği bildirilmiştir. Desteğin aktif çalışma yaşının ne olacağının belirlenmesi bakımından yapılan araştırma yetersizdir. Eksik inceleme ile karar verilemez.3-Davacı taraf, davacı ...'nın yükseköğrenim görmeye devam ettiği ve ölen babasının desteğinden yoksun kaldığı iddiası ile, bu davacı için de destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir.Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda, ... kaza tarihi itibariyle 22 yaşını geçmiş olması nedeniyle, destek tazminatı talep hakkı olmadığı yönünde görüş bildirilmiş; mahkeme tarafından da, bu görüş doğrultusunda davacı ...'nın maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.Desteğin, küçük çocuklarının bakım ihtiyacından ne zaman kurtulacağını tayin etmek, çocuğun yaşadığı yöreye, sosyal çevreye, çocuğun özelliklerine, cinsiyetine, ailenin sosyal ve ekonomik durumuna göre değişmektedir. Hakim, her somut olayda, destek ölmeseydi, ne kadar süre ile destek olacak idiyse bu süreyi destek süresi olarak kabul eder. Ana-babaya yardımda, onların yaşama süreleri; çocuklara yardımda ise, çocukların çalışmaya başlama süresi esas alınır. Çocuklarda, kız veya erkek olmalarına, yüksek öğrenim yapıp yapmamalarına göre farklı süreler kabul edilmektedir. Bunun dışında kız çocukları için genellikle, çalışmaya başlama veya evlenme ile destek ihtiyacı ortadan kalkar.Yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, kız çocuklarının 22 yaşına kadar, erkek çocuklarının 18 yaşına kadar, yüksek öğrenim gören ya da görme ihtimali bulunan çocukların ise 25 yaşına kadar destek alacağı dikkate alınarak destek tazminatı hesaplanması gerekmektedir.Somut olayda; davacı ..., 20.08.2010 tarihinde, .... Üniversitesi ... Meslek Yüksekokulu İnsan Kaynakları Bölümü'nden mezun olmuş, sunulan tarihsiz öğrenci kimlik kartı örneğine göre de, ... Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümü öğrencisidir. Mahkeme tarafından, davacı ...'nın kaza tarihi itibariyle öğreniminin devam edip etmediği konusunda herhangi bir araştırma yapılmadan, alınan rapordaki görüşe itibarla hüküm tesis edildiği görülmektedir ki bu yönde yapılan inceleme eksiktir. Bu durumda mahkemece; davacı ...'nın öğrenci kimlik kartında adı geçen ve öğrencisi olduğu iddia olunan okuldan, öğrenim durumuna ilişkin araştırma yapılması; ayrıca desteğin, PTT Manavgat Müdürlüğü'nde dağıtıcı olarak çalıştığı da gözetilerek, bu kurumdan, desteğin yaptığı işin niteliğine göre erken emeklilik uygulaması olup olmadığı, en geç ne zaman emekli olabileceğinin sorularak, gelen yazı cevabı sonuçlarına göre, desteğin aktif çalışma yaşı sonunun 65 yaş olup olmadığı, 65 yaşın aktif yaşam süresi sonu olduğunun kabulü halinde, davacı eş için hesaplanacak tazminatın miktarı ile davacı ...'nın öğreniminin kaza tarihi itibariyle de devam ettiğinin belirlenmesi halinde, 25 yaş sonuna kadar talep edebileceği tazminat miktarı konusunda, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.4-Davalı vekilinin temyiz talebi yönünden; mahkeme tarafından, hükmedilen tazminata avans faizi uygulanmasına karar verilmiş ise de; davalı tarafından zorunlu trafik sigortalı.... plakalı araç, hususi amaçla kullanılan otomobil olup, temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı biçimde avans faizine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; hükmün, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar yararına; (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine 12/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.