Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1137 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13778 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı 3.kişi vekili, ...İcra Müdürlüğü'nün 2010/3798 sayılı takip dosyasından haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı alacaklı vekili, haczin borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olan adresinde yapıldığını, işyerinin alacaklıdan mal kaçırma kasdıyla davacı 3.kişiye devir edildiğini BK'nun 179.maddesi uyarınca 3.kişinin sorumlu bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, haczin davacı şirketin adresinde borçlunun yokluğunda yapıldığı, borçlunun bu adresten naklini borcun doğumundan önce aldırdığı ve davacının bundan sonra bu adreste faaliyete başladığı, mülkiyet karinesi aksinin davalı alacaklı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, 3.kişinin İİK'nun 96 vd.maddelerince dayalı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu haciz 25.01.2010 tarihinde borçlunun ticaret sicilinde kayıtlı olan adresinde yapılmıştır. Bu halde İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu yasal karine aksinin davacı 3.kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir. 3.kişinin dayandığı borcun doğum tarihinde düzenlenmiş ve hiçbir ayırt edici özelliği olmayan faturalar ile yine borcun doğumundan sonraki tarihli vergi kaydı karine aksini ispata yetmez. Haciz adresinde borçlu şirketin faaliyet gösterirken daha sonra kardeşinin, ondan sonrada davacı 3.kişinin faaliyete başladığı, borçlunun 04.12.2009 tarihinde tasfiye girdiği tasfiyeye girmesine rağmen bu tarihten sonra borçlandığı, borcun doğumundan sonraki tarihlerde yapılan işlemlerin alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işyeri devri niteliğinde olduğu dosya kapsamı ile sabittdir. Kaldı ki bir an için olayda muvazaa olmadığı düşünülse bile işlemlerin ticari işletme devri niteliğinde olması nedeniyle İİK'nun 44 ve BK'nun 179.maddelerinin uygulanması gerekir. Anılan maddelerde öngörülen koşulların yerine getirildiği iddia ve ispat edilememiştir. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 29.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.