Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11351 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11906 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 10/04/2014NUMARASI : 2013/40-2014/168Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, müvekkiline ait aracın davalı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracın meydana gelen kazada ağır hasar gördüğünü, hasar bedelinin sigortalıya ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 20.000 TL. tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, hasarın kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile;14.777,20 TL. tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında, gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyi niyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir.Kasko Sigortası Genel Şartlarının A/1.maddesine göre, gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK.1409 maddesi uyarınca, sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.maddesinde sayılan "teminat dışında kalan zararlardan" olması gerekmektedir. İlkeler bu şekilde olmakla beraber; sigortalı Kasko Poliçesi Genel Şartlarının 1.5nci maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbarda bulunma mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu teminat içinde kalacak şekilde ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip, oluşan rizikonun teminat içinde kaldığının ispat külfeti sigortalıya geçer.Dava konusu olayda davalı sigorta şirketi kazanın şüpheli olduğunu, sigortalı ve kazaya karışan diğer araç sürücüsünün beyanlarının çelişkili olduğu, birbirlerinin tanımadıklarını beyan ettikleri halde telefon kayıtlarına göre kaza tarihinden önce görüşme yaptıklarının tespit edildiğini, hasarın kasko sigortası kapsamında olmadığını iddia etmiş delil listesinde kazaya karışan sürücüler ve aracı tamir eden servis yetkililerinin tanık olarak dinlenmesini talep ettiğine göre mahkemece davalının tüm delilleri toplanıp, tanıkları dinlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştirSONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 9.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.