Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11340 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13531 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, müvekkili ...'e ait araca, davalıların malik ve sürücüsü oldukları aracın çarpması sonucunda hasar meydana geldiğini, müvekkillerinin yaralandığını belirterek, kasko sigortasınca karşılanmayan araç değer farkı, araç kiralama bedeli ve tedavi giderleri için ıslah ile artırılan toplam 1.637,00 TL maddi, 4.000,00'er TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ... vekili, kusura ve tazminat miktarına itiraz ederek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna ve kusur durumuna göre, davanın kısmen kabulü ile, 75,00 TL maddi, 4.000,00'er TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Dava, trafik kazası sonucu araçta meydana gelen hasar sebebi ile maddi tazminat ve cismani zarar sebebi ile maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacılar vekili, aracın kazası sebebi ile müvekkilinin araç kiralamak zorunda kaldığını açıklayıp araç mahrumiyeti bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece araç kiralandığına dair belge sunulamadığı gerekçesi ile bu talebin reddine karar verilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; dava konusu aracın tamirinin ekonomik olmadığı, pert total haliyle değerlendirilmesi gerektiği bildirilmiştir. Davacıya ait aracın kasko sigortacısı tarafından 20.06.2011 tarihinde gerçekleşen kazada tam hasarlı olan araç için 08.07.2011 tarihinde 24.000,00 TL ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davacının kasko sigortacısı tarafından yapılan ödeme ve tarihleri de değerlendirilmek suretiyle yeni bir araç alıncaya kadar geçecek makul süre için araç mahrumiyeti zararı belirlenerek hükmetmesi gerekir. Bu hususta bilirkişiden ek rapor alınarak, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hükmün kurulması isabetli görülmemiştir.Davalıların temyiz itirazları yönünden tapılan incelemede;3-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...'ın ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün adı geçenler yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine 08/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.