MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 08.11.2016 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... ve ... vekili Av.... geldiler. Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, 27/02/2006 tarihinde davalı sürücü ...'nün sevk ve idaresindeki .... plakalı aracın ....mevkiinde geri manevra yaptığı sırada davacının sigortalısı ...'a çarparak ölümüne neden olduğu, davalı hakkında ... Asliye Ceza Mahkemesine 2006/158 Esas sayılı kamu davası açıldığı, davalının olayda asli kusurlu olduğu, davacının ölen sigortalının dul eşine 46.473,04 Euro aylık bağladığı, bu suretle TTK'nın 1301 mad. uyarınca iş bu davayı açma hakkı doğduğu, davalıların araç maliki sürücüsü ve sigorta şirketi olarak meydana gelen zararda sorumlulukları bulunduğu, davalı ... şirketine 07/05/2008 tarihli ihtarname ile ödeme için başvurulduğu, sigorta şirketi bünyesinde 12604367 nolu hasar dosyası açıldığı, davacı şirkete kısmi ödeme yapıldığı, bakiye talebin red edildiği, bu miktarın ödenmediği belirtilerek davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyle bakiye 38.751 Euro tutarındaki tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştirDavalılar ... ve ... vekili, müvekkillerinin yerleşim yeri ve olay yeri itibarıyle davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davanın zaman aşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, kaza yapan aracın müvekkili ...'den emaneten alındıktan sonra kazanın gerçekleştiğini, bu itibarla adı geçen müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, davacının halefiyet ilkesine dayanarak dava açamayacağını, istenilen tazminatın fahiş olduğunu, kazada ölen ....'nın mirasçıları tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/111 Esas sayılı dosyasıyla maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, bu nedenle mükerrer ödemenin ve sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olabileceğini savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, önce davacının ödeme yaptığını ispat etmesi gerektiğini, davacının ödediği tazminatı rücu etme hakkı olmadığını, bir an için aksi düşünülse dahi bunun dayanağının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; Sosyal Sigortalar Kurumlarına ilişkin yasa hükümlerinde: Ölenin dul ve yetimlerine bağlanan aylıklar bakımından halefiyet hakkı doğacağına dair bir hüküm bulunmadığı, kurum tarafından bağlanan peşin değerli gelirlerin haksız fiil sorumlularına rucu edilmesinin mümkün olmadığı, TC kanunlarına göre ....tanınmamış bir hakkın, yabancı bir Sosyal Sigorta Kurumuna tanınmasının, kamu düzenine açıkça aykırılık teşkil edeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Somut olayda davacı Alman SGK'sı olan KBS'ye sigortalı olan ....'ın .../Merkez'de meydana gelen trafik kazası sonucu vefatı ile eşine bağlanan büyük dulluk emekliliğinden dolayı peşin sermaye değerinin davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.5510 sayılı yasa 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olup bu yasa ile Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı, Bağ-Kur Genel Müdürlüğü ve TC. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü ortadan kaldırıp bu kurumların yerine ülkemizde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı kurularak Sosyal Güvenlik Kurumları tek çatı altında toplanmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun uygulayacağı yasa 5510 sayılı yasa olup anılan yasanın 101.maddesinde yasanın uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların iş mahkemelerince çözümleneceği öngörülmüştür.Dosya kapsamına göre davacı Deutsche Renterversicherung Knappschaft Bahn See (KBS) Almanya'nın resmi SGK'sı olduğundan, bu davanın da iş mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu halde yerel mahkemece, mahkemenin görevsizliği, İş Mahkemesinin görevli olması nedeniyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 08/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.