Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11315 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13461 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı maddi tazminatlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına manevi tazminatlar yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R -Davacılar vekili, 01/12/2011 tarihinde davalı şirkete ait aracı kullanan diğer davalı ...’in davacıların desteği karşıdan karşıya geçmekte olan davacıların murisi ...’ye çarpması sonucu davacıların desteğinin vefat ettiğini, müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını ve manevi zarara uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile, müvekkili ..., ..., ... için 1.000,00’er TL olmak üzere toplam 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve ..., ... ve ... için 50.000,00’er TL, ... için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 165.000,00 TL manevi tazminatın olay gününden itibaren işletilecek olan mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalıdan alınarak müvekkillerine verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, müvekkili sürücüye atfedilebilecek kusurun bulunmadığını, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; maddi tazminat y??nünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat yönünden davacılar ..., ..., ... için ayrı ayrı 1.500,00’er TL manevi tazminatın olay tarihi olan 01/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, davacı ... için 1.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 01/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1)Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1086 Sayılı HUMK'nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK'nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HUMK'nun 388/3. maddesi gereğince (HMK 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir. Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.Somut olayda, mahkeme gerekçe kısmında; maddi tazminat talebi yönünden davaya konu olayla ilgili sigorta şirketince 30.12.2011 tarihinde 33.412,00 TL ...'e ödeme yapılmış olduğu ve dosyada talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 18.227,37 TL olarak hesaplanmış olduğu, yetişkin ve evli oldukları anlaşılan çocukları yönünden destekten yoksun kalma tazminatı şartlarının oluşmadığı belirtilmiş fakat bu gerekçe ile uygun olmayacak içerikte maddi tazminat yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına hükmedilerek hüküm fıkrası ile gerekçe arasında çelişki yaratılmıştır. Bu hususlar yukarıda açıklanan ilkelere aykırılık oluşturduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir.2-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 08/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.