Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11238 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11410 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacılar vekili, davalıların sürücüsü ve maliki olduğu araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin murisinin tek taraflı trafik kazası sonucu vefat ettiğini, murisin müvekkillerinin kızı ve kardeşi olduğunu, ayrıca araçta yolcu olarak bulunan davacı ...’nin de kaza sonucu malul kaldığını, müvekkillerinin hem ölüm, hem maluliyet nedeniyle elem çektiklerini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak tüm davacılar için ayrı ayrı 50.000’er TL’den toplam 200.000 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekili, talebin fahiş olduğunu, olayda hatır taşıması olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacıların manevi tazminat istemine yönelik davalarının kısmen kabulüne, davacılar ...ve ... için ayrı ayrı 10.000,00’er TL manevi tazminatın; davacı ... için 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm ve cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Somut olayda, hükme esas alınan Yargıtay incelemesinden geçerek düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleşen ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/517 Esas, 2013/627 Karar sayılı dosyasında aldırılan ... Üniversitesi .... Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 05/08/2013 tarihli raporuna göre desteğin kardeşi olan davacı yolcu ...’nin davaya konu 26.08.2012 tarihli trafik kazası sonucu %36 oranında vücut genel çalışma gücünden kaybettiği ve erişkin olması halinde 3 ay süreyle işgöremez olduğu, manevi tazminat davasını hem malul kalması, hem de kardeşi olan desteği kaybetmesi nedeniyle açtığı anlaşılmıştır. Manevi tazminat davası hem desteğin ölümü, hem uğranılan cismani zarar nedeniyle açıldığından, mahkemece HMK'nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi doğrultusunda ölümden ve cismani zarardan kaynaklanan manevi tazminat istemlerinin ne kadar olduğunun ayrı ayrı açıklattırılması gerekmektedir. Diğer davacılar ... ve ... desteğin anne ve babası, ... ise desteğin kardeşi olup kazaya uğramamışlardır. Tarafların kusur oranı, ekonomik ve sosyal durumu, yaralanmanın niteliği ve ağırlığı, kaza tarihi, duyulan acı gibi nedenler dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı, duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde olmadığı gibi, anne ve baba bakımından kardeş ile aynı miktarda tazminata hükmedilmesi de doğru değildir. Hükmedilen manevi tazminat miktarı davacılar için bir miktar az olup, daha üst düzeyde manevi tazminat takdiri için hükmün bozulması gerekmiştir. 3-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin vekalet ücretiyle ilgili temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin vekalet ücretiyle ilgili temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 2.305,45 TL kalan harcın temyiz eden davalılardan alınmasına peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 06/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.